İnandığım konularda iddialı erken teşhisler yapıyorum. Eleştiriliyorum; ama kısa sürede hepsinde haklı çıkıyorum. Sezon başından beri defalarca nedenlerini de geniş biçimde anlatarak yazdım: "Alex-Güiza'yla Fenerbahçe hedefe ulaşamaz."
Medyanın büyük çoğunluğu Bursa maçında aldandı. O bir eleme maçıydı. Fenerbahçe ilk golü bulunca maç orada bitti. Çünkü Bursaspor'un artık gol yemeden en az 3 gol atması lazımdı. 65 dakika formalite maçına döndü. Hemen Alex'e methiyeler yazıldı, "Alex-Güiza da olurmuş" diyenler çıktı. Ama pazar gecesi görüldü ki değişen bir şey yok. Güiza sıfır, Alex ise duran toplarda ve ikinci yarı başında Güiza'yı pozisyona sokan bir asist dışında yoktu.
DENİZ VE SEMİH
Aragones'in ne yapmak istediğini anlamak mümkün değil. 10 kişi kalmış bir İstanbul B.Ş.B. karşısında devre arasında yapılacak tek şey var: Deniz'i çıkarıp Semih'i almak. Bir kişi eksik ve skor avantajına sahip İstanbul B.Ş.B. mecburen gömülecek.
Formsuz ve yapısı itibarı ile dar alanı hiç sevmeyen Uğur Boral'ın ne katkısı olabilirdi ki?
Kötü de oynasa Alex'i çıkarması da çok büyük yanlış. Kuvvetli rüzgarla beraber 10 kişi rakip karşısında tek kaleye dönüşen maçta sayısız duran top kazanılacaktı. Ayrıca Semih gibi bir santrfor Alex'in ofansif gücüne katkı sağlıyor.
Ama Aragones her şeyi ters yapıyor. Ne Semih ve Güiza'yla çift santrforu deniyor ne de birbirleriyle iyi iletişimi herkesçe bilen Semih ile Alex'i. Alex-Güiza ile de işte bu kadar oluyor.