Dr. Erdoğan Karatay'dan fevkalade olumlu bir haber geldi. Kovid 19 başladığından bu yana, haftanın yedi günü, 24 saat Kovid hastaları ile uğraşan Frankfurtlu doktorumuz, başından beri bu köşede olanları ve olacakları söyledi. "Olacak" dediklerinin hepsi gerçekleşti. Durmadan mutasyona uğrayan Kovid-19 virüsünün son hali Omicron..
Doktor, yolladığı maille, baştan beri durumu özetlerken, Omicron ile "Virüs normal grip aşamasına gelmek üzere" müjdesini de verdi.
İşte size, hafta sonunuzu, felaket tellallarının boğucu havasından kurtaracak bir "Kovid Uzmanı Doktor" yazısı.
***
Şubat ortasındaki son yazımda şöyle demiştim:***
***
Aşı olmak için daha bir sürü neden sayabilirim.***
Artık pandemide sona doğru geliyoruz. Elbette Kovid-19 hayatımızdan çıkmayacak, ancak pandemi özelliğini kaybedip endemik olacak, yani grip gibi mevsimsel bir hastalık olacak. Elbette başka varyantlar da olacak; çünkü virüs sürekli mutasyona uğruyor ve bu, virüslerin doğasında var.
Ancak ben artık ölümcül bir varyant beklemiyorum.
Bütün ülkelerde alınan sıkı önlemler bir süre önce gevşetilmeye başlandı, Türkiye'de olduğu gibi.
Hatta bazı ülkeler Kovid önlemlerinin tamamını kaldırdılar. Ben bunu yanlış bulmuyorum, zira Omicron sayesinde (Omicron akciğerde hasar yapmıyor, sadece üst solunum yollarını tutuyor) "sürü bağışıklığı"na doğru gidiyoruz.
Nisan ayının ortasından itibaren günlük bulaş sayıları da sürekli azalacak diye düşünüyorum.
Yine tahminim güzel bir yaz geçireceğimiz yönünde.
Sonbahardan itibaren, normal gripte olduğu gibi vaka sayıları artacak olsa da artık şimdiki sayılara ulaşmayacaktır. Ve tabii, yakalananı en fazla grip kadar rahatsız ederek..
Maske ve mesafe kuralları bir süre sonra tamamen ortadan kalkabilir, ancak siz siz olun temizlik kuralından vazgeçmeyin!
Bir yazının daha sonuna geldik..
Sağlıklı kalın, mutlu kalın..
***
BİR BULUNMAZ SERGİ Kİ... KOŞUN, KOŞUN!..
Daily Sabah'a bin teşekkür.. Orda okumasam haberim bile olmayacaktı.. Öyle bir sergi açılmış ki, bu adamların eserlerini çıplak gözle görmek için, kamyon yükü ile para harcamam, Avrupa ve Amerika'yı dolaşmam gerekti hatta.. Oysa burnumun dibinde, Küçükçekmece'de asılı duruyormuş, dünyaca ünlü ressamların eserleri..
Dali'den Giacometti'ye..
Goya'dan Duchamp'a..
Duchamp.. Hani o 1917'de evinden söküp getirdiği pisuvarı "Çeşme" adıyla çok önemli bir sergiye "Heykel" diye koyunca, kıyametlerin kopmasına sebep olmuş olmasına da, "Dadaizm" denen sanat akımını da başlatmış..
Ya bizim dünya ünlüleri..
Kimler yo ki..
Bedri Rahmi'den Avni Arbaş'a..
Tuzla'da Serpil'in komşusuydu, zamanında Fransa sahillerinde Picasso ile komşuluk yapan Avni Ağabey.. Bir hafta sonu geç vakit gelmiştim Tuzla'ya.. Serpil kulüpteymiş. Gittim. Avni Ağabey'le oturuyorlar. Ama mutfak kapanmış. Serpil, "Evde yiyecek bir şey yok" dedi. Gecenin 12'si.. Aç kaldık iyi mi?.
Avni Ağabey, "Gel ben sana bir omlet yaparım" dedi..
Avni Arbaş'ın kendi eliyle yaptığı omleti yemiş adamım ben.. Ona göre davranın bana diye yazdım bunları..
Omlet harikaydı.. Ama o muhteşem adamla, 2 saat baş başa sohbet daha da harikaydı. Güney sahillerine, Provence nasıl gittiğini, orada Picasso ile nasıl ev aradıklarını, bulana kadar Picasso'nun onu nasıl evinde misafir ettiğini anlattı, Avni Ağabey.. Öyle dev sanatçıydı. Bizde onu, "Zerrin Arbaş'ın babası, Derya Arbaş'ın dedesi" diye tanırlar.. Bizde magazin sayfası boldur, ama kültür-sanat sayfası yoktur çünkü..
Bütün yaz Tuzla'da kalan Derya olsaydı, o sahilde paparazziden geçilmezdi. Avni Arbaş da kim ola ki?.
Devrim Erbil'den, ben, TRT'de ilk yayıncılar arasındayken kameraman, sonra büyük ressam Yalçın Gökçebağ'a..
Gürbüz Doğan Ekşioğlu Hoca'dan Balkan Naci İslimyeli'ye..
Daha kimler kimler..
Eğer resme merakınız varsa, koşun gidin mutlak.. Çünkü 20 Nisan'da kapanıyor.. Bugün Nisan 2.. 18 gün var.
Bu müthiş sergiyi derleyen Küçükçekmece Belediyesi'ne, başta Başkan Kemal Çebi'ye bin teşekkür, ama uzatma zor.. Çünkü bu sergideki bütün eserler, kendileri de sanatçı, hepsi sanatçı bizim koleksiyonerlerden toplanmış.. 20'ye yakın önemli isim, her biri servet resimlerinden ayrılmayı kabul etmişler.. Şimdi uzatma izni verirler mi?.
Siz siz olun, koşun.. Koşun..
Köşemde sergiden bazı ünlülerin eserlerini ve bu ünlüler hakkında başka ünlülerin neler dediklerini (Onlar da duvarlara asılmış) seçtim..
Sanat dışında iki şey vardı sergide..
Birisi, Necip Fazıl Kısakürek'in kendi el yazısı ile Namık Kemal'i anlattığı satırlar..
İkincisi.. Bursa'da ipekçilik başlayınca, çevre çiftçilerine ipekböceği yetiştirme konusunda bilgiler vermek üzere çıkarılan periyodik kitapçıkların kapakları.. Neden sergide?.
Bu kapakları Nâzım Hikmet tasarlamış da ondan..
Hadi şimdi gitmeyin isterseniz!.
"Namık Kemal'e şair, vatanperver, inkılapçı ve saire taraflarından ayrı ayrı bakmak o ruhu zaafa uğratmak olur. Namık Kemal, içinde bu unsurların da bulunduğu öyle bir ruhun terkibidir ki bayatlamak, pörsümek, çirkinleşmek onun için değil, daima genç, daima şef, daima sürükleyici kalmak onun içindir.
Necip Fazıl" (Necip Fazıl Kısakürek'in Namık Kemal için kaleme aldığı yazı.. El yazısı ve imzası ile.. O da sergide)
Kapak tasarımlarını Nâzım Hikmet'in yaptığı "İpekböcekçiliği" periyodik kitapçıklardan bazıları da sergide.. Hapishanede para kazanmak için her işi yapan Nâzım'ın Lüks Hayat Opereti'nin ünlü şarkısını yazdığını bilirdim ama, şairlik dışında ressamlığının da olduğunu bilmezdim. Bu sergide öğrendim.. Bandırma'daki ilkokul çağımda yazları, Manyas'taki Çavuşköy'ümüze giderdik.. Babamın genç yaşta ölen babası da, Bursa'da başlayan ipek sanayisi için ipekböcekçiliğine başlamış, ipekböceği dut yaprağı ile beslenir ya, bir dutluk ve yanında kozahane kurmuştu. Ağbimle orda çok oynardık. Evdeki kitaplıkta, bu kitapçıklardan da birkaç tane vardı. Köyde boş vakit bol. Doldurmak mesele.. Ne bulsam okurdum. Bunları da okuduğumu hatırlıyorum. Kim bilir ne olmuşlardır?.
Duchamp'ın bu eseri, Devabil Kara Koleksiyonu'ndan..
Salvador Dali'nin Don Kişot serisinden bu eseri Doğan Paksoy Koleksiyonu'ndan..
Goya'nın "Madrid'deki Juanito Apinani'nin Hafifliği ve Cesurluğu" adlı eseri, Süleyman Saim Tekcan Koleksiyonu'ndan..
***
TEBESSÜM
- Bir ampulü değiştirmek için kaç Salvador Dali lazımdır?.
- Üç.. Biri ampulü değiştirir. İkincisi zürafayı boyar. Üçüncüsü evdeki saatlerden ekmek kızartma makinesine bütün aletleri banyo küvetine doldurur.