Tahir Kıran adlı fanatik Fenerli, Fener Kongre üyesi Rize Başkanı, 2 Şubat'ta konuştu. Konuşma 3 Şubat'ta Türkiye gazetesinde manşet oldu. Öbür spor sayfaları duymazdan geldiler. 4 Şubat'ta bu ülkede hakemleri ve hakem olaylarını yakından izleyen ve her perşembe günü köşesinde sadece hakemleri yazan tek yazar Ömer Faruk Ünal (Türkiye) bu korkunç konuşmayı yorumladı. Ayni gün ben köşemde yazdım. 5 Şubat'ta da Öcal Uluç (Türkiye) yazdı, ayni rezil, ayni utanç konusunu..
Üç "zehir zemberek" yazının ortak özeti..
Tahir Kıran diye biri Türkiye Futbol Federasyonu'na meydan okuyor, tehdit ediyor.
Hem 6222 sayılı Futbolda Şiddet Yasası'nı ihlal ediyor, hem de TFF Ceza Talimatnamesi'nin yığınla hükmünü.. Ama bunları yaparken, 6222 Özel Savcısı'nın da, Başkan Nihat Özdemir'in de "Gık" demeyeceğini biliyor..
Peki nerden biliyor?. Neden bu kadar emin?.
Nitekim işte bugün Şubat'ın 11'i.. Tahir'in bir şey bilip de salladığı ortaya çıktı. Nihat Özdemir bütün o tehditleri yaladı yuttu. Ne Tahir Kıran'ı tedbirli ceza heyetine sevk etti, ne de bir açıklama yaptı.
Nihat Başkan, Tahir Kıran'ın emir kulu bir kukla başkan olduğunu gösterdi. Gösterdi de, insanın biraz yüzü kızarır!. Birazcık utanma duygusu olur..
O da mı yok, Nihat Bey!. Bakın ben size "Başkan" demeye utanıyorum artık..
Tahir Kıran'ı yalayıp yuttunuz, hiç değilse beni mahkemeye verin, görelim boyunuzu!.
Köşeme, 4 ve 5 Şubat'ta çıkan yazıları koydum.
Hepsini bir arada okuyun.. Yüz karası, palavra 4. güç Türk spor medyası ve onun müdürleri de okusun. Belki "utanan, yüzü kızaran" bir müdür, bir yazar çıkar..
Ben yazmaya devam edeceğim.. Nihat Özdemir denen "kukla" Başkan, Tahir Kıran denen, devlete meydan okuyan adamı ceza heyetine sevk edene, yahut istifa edene veyahut da "Erkekliğin onda dokuzu kaçmak, biri hiç görünmemek" diyen Spor Bakanı, Anayasal "idari vesayet" hak ve görevini yerine getirene ve bu Tahir kuklası Nihat'ı görevden alana dek..
***
FEDERASYON İŞBAŞINA
(4 Şubat/Hıncal Uluç/Sabah)
Bakın, dün gene Türkiye Gazetesi manşetinde ne var?.
"Çakır, Türk futbolundan çıkarılmalı!."
Bunu diyen kim?. Rize'nin fanatik Fenerli Başkanı Tahir Kıran. Nerde söylüyor.. Yerel Rize televizyonunda.. Yani RTÜK'te kopyası hazır.
Peki ne diyor, Kıran..
"İçeride beş maç üst üste kazandık. Gaziantep maçını kazansak kulüp rekoru kıracaktık. Bize Cüneyt Çakır'ı gönderdiler. Olmayan bir penaltı ile yenildik. Biz o maçta 3 gol atsak 4 gol yiyecektik. Bu filmi oynayanlar var, hepimiz figüranız. Bu düzen değişecek. Hakemlerin oynadıkları değil, futbolcuların oynadığı maçları seyredecek taraftarlar. Kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Başka yolu yok. Cüneyt Çakır'ı kimse benim maçıma veremez. Versinler, o maça takımı çıkarmayacağım. Söz veriyorum. Çıkarmayacağım, 3-0 yenilelim. Cüneyt Çakır, Türk futbolundan çıkmalı. Başka türlü Türk futbolu kurtulmaz."
Nihat Özdemir Başkan, bu lafları yalayıp yutacak, yoksa tüm Türk hakemlerini böylesi başkanların önüne yem gibi atacak mısın?.
Başkanı "Kanımın son damlasına kadar savaşacağım" diyen takımın maçında hangi hakem Rize'de sahaya güvenle çıkar ve kafası rahat, tarafsız maç yönetir?.
Tehdide bak.. "Cüneyt Çakır'ı bizim maça veremezler. Verirlerse takımı sahaya çıkarmam." Tahir Kıran da, Özdemir Federasyonu'ndan korkuyor olmalı ki, lafının devamında nasıl yaltaklanıyor Özdemir'e..
"Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, Türk futbolunun gelişmesi ve değişimi için büyük çaba harcadı. Nihat Özdemir tarihe geçecek.
Bunu yazın buraya. Gerçekleri birilerinin konuşması lazım. Kral çıplak. Artık Cüneyt Çakır'ın şampiyonu, küme düşenleri belirlediği bir lig oynanmayacak, bitti.
Bu sözüme de en çok Nihat Özdemir destek olacak. Bunu yazıyorum buraya!." İşte ben de buraya yazdım Nihat Özdemir Başkan.. RTÜK Başkanlığı'ndan bir telefon mesafedesin.
Bu sözlerin kaydını bulup Tahir Kıran'ı ceza heyetine sevk edemezsen Nihat Başkan, bu ülkede sadece hakemlik değil, futbol da biter. Sahaya inen seyirciler, yeni Kayseri-Sivas olayları yaratırlar. Katliamlar olur, hakemler linç edilir.
"Kanımın son damlasına kadar savaşacağım" diyen imam olursa, o cemaat ne yapmaz, bir düşünsün Federasyon üyeleri de..
Bir düşünün, ama çok değil.. Hemen el koymazsan, Spor Bakanı bu Federasyon'u derhal görevden almalı, Anayasal "idari vesayet" yetkisini kullanarak..
Tabii eğer, Spor Bakanı ise!.
***
SAYIN NİHAT ÖZDEMİR CEVAP VERMEZSE KABUL ETMİŞ DEMEKTİR!
(4 Şubat/Ömer Faruk Ünal/Türkiye)
Rizespor Başkanı Tahir Kıran, "Cüneyt Çakır'ı benim maçıma kimse veremez. Verirlerse o maça takımı çıkarmayacağım, 3-0 mağlup olayım. Cüneyt Çakır, Türk futbolundan çıkmalı. Başka türlü Türk futbolu kurtulamaz" dedi.
Bununla kalmadı; "Benim bu sözüme de en çok Nihat Özdemir destek olacak" diye ekledi.
Sebep; son Ç. Rizespor - Gaziantep FK maçında herkesin kabul ettiği pozisyonda Antep lehine penaltı vermesi.
Bu mesaj çok net hakemlere verilmiştir!
Sayın Başkan, hakemlere ve VAR'dakilere diyor ki: "En babanız için bunları söylüyorum. Rize maçlarında hiçbirinize acımam.
Ayağınızı denk alın! Nihat Özdemir de benimle aynı şeyi düşünüyor." Referansı da, şahidi de, aldığı garanti de Nihat Özdemir'den!
Hep söylerim!
En tehlikeli hakem "istenen" hakemdir.
"İstenmeyen" hakemden zarar gelmez, korkmayın!
Sayın Nihat Özdemir, 24. hafta maçları oynanmadan en geç bu akşama kadar bu konuda net bir bilgi vermezse; bu açıklamayı onaylamış demektir.
TFF sitesinden lüzumlu lüzumsuz onlarca açıklama yayınlıyorsunuz!
Kamuoyu sizden açıklama bekliyor.
Sayın Tahir Kıran, oldu olacak maçlarında görmek istediği hakemlerin listesini de paylaşsın!
Bu arada Sayın Servet Yardımcı, Ferhat Gündoğdu, Abdurrahman Arıcı'nın duygu ve düşüncelerini de kamuoyu merak ediyor! Tabiî bir fikirleri varsa...
***
TEHDİT VE TEST; 'TÜRKİYE'DE FUTBOL FEDERASYONU' VAR MI?
(5 Şubat/Öcal Uluç/Türkiye)
Tam da "düşmeme mücadelesinin hızlandığı kritik bir süreçte" Rize'de bir yerel televizyon kanalına telefonla bağlanan Çaykur Rizespor Başkanı Tahir Kıran, "Bu düzen değişecek. Artık insanlar hakemlerin oynadığı maçları değil futbolcuların oynadığı maçları seyredecek. Kanımın son damlasına kadar savaşacağım. Cüneyt Çakır'ı benim maçıma kimse veremez! Versinler o maça takımı çıkarmayacağım, 3-0 mağlup olayım! Cüneyt Çakır, Türk futbolundan çıkmalı. Başka türlü Türk futbolu kurtulmaz" dedi.
Kıran, Türkiye Futbol Federasyonu'nu açık açık tehdit eden sözlerinin sebebini de "şöyle" anlattı: Tek tek inceledim, hakem sıkıntılarından 14 puanımız gitti. Yakamızı bazıları bırakmıyorlar.
Biz beş maç içerde üst üste kazandık.
Gaziantep maçında da kazansaydık 6 maç olacaktı ama bize Cüneyt Çakır'ı gönderdiler, bir penaltı uydurdu ve bizi orada kırdı. Orada 3 gol atsaydık, 4 gol yiyecektik. Bu filmi yazanlar, oynayanlar var.
İnternete giriniz, tıklayınız Futbol Disiplin Talimatı'nı ve de "1'inci - 2'nci - 3'üncü - 36'ncı - 41'inci - 82'nci maddeleri" okuyunuz.
82'nci maddedeki "idari tedbir" sebep ve uygulanmasındaki karar dâhil, hem de "hemen alınması gereken 'hak mahrumiyeti ve para cezalarını' sebep ve sonuçları ile beraber" o maddelerde göreceksiniz.
Çok açık ki, eğer, "bu ağır sözlerin gereği yapılmazsa" Türkiye'de Futbol Federasyonu "yok" demektir!..
***
ÇABUK ÖĞRENMİŞ!..
Trabzon, İkinci Küme'de de düşme adayı (Galatasaray'ı eleyen diyemiyorum. Çünkü Galatasaray'ı yenmeyene ayıp.. Öyle felaket top oynuyor ya da hiçbir şey oynamıyorlar) Denizlispor'u güç bela 2-1 yendi ve eledi diye, bizim spor sayfamız destan yazmış, "Fırtına(!)" için. Abdullah Avcı'yı da yere göğe koyamamış.
Fener'in son saniyedeki akıbetinden zerre ders almadığını Trabzon'a oynattığı "Gol atarsan hemen çekil" futboluyla kanıtlayan Avcı dostum, adının tersine "Av" yapmış takımı da, Denizli avlayamadı. Bu bir..
İki Avcı, futbol değil, başka şey öğretiyor galiba idmanlarda..
İkili mücadelede top kaybedilirse, nasıl çığlıkla yere atlanır, kıvranılır ve çimler dövülür.. Hakemler nasılsa yutmaya, düdüğe, karta hazır..
Yahu yeni transfer, takımla ilk defa sahaya çıkan Kouassi diye biri var. Fena futbolcu değil gibi, ama 3 günde "bizim futbolcumuz" olmada mükemmel.. Her top kaptırdığında, bizim ezber merasimle havaya uçtu, yüzünü ya da ayak bileğini tutarak yerde kıvrandı, faul ve rakibe kart istedi.
Bu adam maç bile izlemeden ve oynamadan bunları öğrendi ise, öğreten kim acaba Abdullah Avcı?.
Daha evvel de ima yolu ile yazmıştım.
Bu sahtekârlıklara göz yumarak şampiyon olmak, sana ve Trabzon'a yakışacak mı?.
Ama Fatih Terim gibi bir imparator, "Düşmeyi bilse penaltıyı almıştık" der ve bu medyadan gık çıkmazsa, senin de prens olarak "Gayeye giden her yol meşrudur" diyen Makyavel'e uyarak, her türlü sahtekârlığa göz yumman da kolay olur. Ama gene de merak ediyorum.
Bu Kouassi'ye kim, nerde, nasıl öğretti Avcı!.
Teknik kadronda bir özel "sahtekârlık hocası" da mı var?.
***
BU NASIL ŞÖHRET AŞKIDIR?..
Adam Ünlü'ymüş.. Ama adı öyle.. Ben daha "oyuncu" olduğu söylenen bu zatın adını duymadım. Tartıştığı müşterinin üzerine yürümüş. Bıçağın sapıyla kafasına vurmuş. Müşteri şikâyetçi olmamış. Ama Ünlü, birine çektirmiş olanları ve kendi sosyal medya hesabından yayınlamış.
Her gazetemizin, 1 numaralı magazin muhabiri, hem de sosyal medya ya.. Al ordan, bas imzayı olsun özel haber.. Ama ayni sosyal medyayı polis de izliyor. Adamı almış götürmüşler karakola.. Sonra da serbest bırakmışlar.
Müşterinin kafasına bıçak sapı ile vurmak serbest mi bu ülkede ki, polis savcılığa sevk etmeden serbest bırakmış, o yok, hem de kocaman fotoğrafın altında imza olan haberde.. Çünkü belli haber kaynağı sosyal medya.. Orda ne ve ne kadarsa, o kadar bizim özel gazetecilik..
Adam yazmış "serbest" kaldığını..
Yanına da iki resim daha eklemiş.. Kafasında elma ve kivi ezerken.
Adamın bıçak sapı ile vurması. Elleri önde kelepçeli polisle gitmesi ve de kivi ve elma ezmesi, hep resimli verilmiş. Bundan iyi "özel magazin haberi" olur mu?.
Yahu bu magazin servislerine gerek yok.. Bir editör, sosyal medyayı tarasın yeter.
Tek kişi ile en iyi magazin sayfasını yapmazsam, bana "Hıncal" demesinler!.
Yahu hadi sosyal medyadan aldın, üstüne de resminle imzanı bastın. Cep telefonu be.. 7 tıkla da, karakol amirine bir sor, "Neden aldınız, neden bıraktınız" diye de, onu iki satır ekle.. Elin mi kırılır?.
***
TEBESSÜM
- Köpeğiniz ısırır mı?.
- Hayır!.
- Peki, onu nasıl besliyorsunuz?.
***
SEVDİĞİM LAFLAR
Eğer yokluğunuz birisinin hayatını değiştirmiyorsa, kabul edin ki, varlığınızın da anlamı yoktur. Anonim