Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

‘Ülkede şeytani düzen var!..’

"Bunu hep söylüyorum.
Hollanda küçük bir ülke. Arazi çok küçük. Arazinin çok iyi kullanılması gerekir. Bu da bir mimari kentsel dönüşümle mimari düzenleme gerektirir. Onu iyi yaptığını düşünüyorum. Onu yaparken ayni düşüncenin futbolda da dar alanda nasıl oynanmasına katkı yaptığını, o tip oyuncuları ürettiğini görüyorum. Çünkü teknik, çabuk, yaratıcı oyuncuları çıkaran bir ülke olmasını biraz da o yani.. Ülkenin yapısı fiziksel oyun kültürünü geliştirebiliyor.
Ben Trabzon'da da mesela öyle bir örnek verebilirim. Yani doğa şartları, şehrin yapıları, ülkelerin yapıları çıkan oyunculara çok güzel etki yapabiliyor. O yüzden biz de bundan alıntı yapabiliriz. Çünkü futbol sanıldığı kadar basit değil. Basit görünür, ama basiti yapmak çok daha basit düşünceyi gerektiriyor. Biz karmaşa içinde boğulup gidiyoruz."
Bu sözler, Türk Milli Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş'e ait. Maç öncesi, Hollanda basın mensuplarının da katıldığı basın toplantısında söylendi.
Tabii, cümle ve sözcüklerin aynen onun olduğunu, tarafımdan hiçbir düzeltme, ekleme ve çıkarma yapılmadığını, varsa cümle düşüklüğü, gramer hatalarının ona ait olduğunu da bilin.
Şimdi maç öncesi edilmiş bu sözler size ne düşündürüyor?.
Sanki Şenol, daha uçakta, 6 gollü hezimeti düşünmüş gibi özürlerini peşin peşin sıralamıyor mu, "Ben maçtan önce de söylemiştim" demek için.. Ve diyor ki, açık ve net..

Hollanda küçük bir ülke. Her santimetrekaresini iyi kullanmak zorunda. Kentsel dönüşümünü çok iyi bir mimari düzenleme ile yapmış. Bu ülkesel yapı ve düşünce, orda yetişen futbolcunun vizyonuna da yansımış. Hollanda nasıl dar alanında büyük işler yapmışsa, futbola da bunun aynen yansımasıyla "dar alanda, teknik, çabuk, yaratıcı oynayabilen futbolcular" üretmiş. Türkiye ise toprağı çok bol ülke. Kentsel dönüşümde mimari düzenlemeye ihtiyaç bile duymamış. O zaman ülkemizde bir karmaşa doğmuş. Biz bu karmaşa içinde boğulup gidiyormuşuz.
O zaman, mimari düzende yetişen teknik, çabuk ve yaratıcı Hollanda futbolcuları, kaos içinde yetişen bizim çocukları dar alanda karmaşa içinde boğacakmış..
Eeee!. Aynen öyle olmadı mı?. Hollanda bizi boğmadı mı?. Şenol maçtan önce böyle olacağını söylemedi mi?.
Söyledi, söyledi de.. Brezilya dünyanın en iyi futbol oynayan, en büyük yıldızları üreten ülkesi değil mi?. Bir kıtanın üçte biri büyüklüğünde o devasa ülkede, rezil kentleşmenin yarattığı, katilin, hırsızın, uyuşturucu satıcısının kol gezdiği o sersefil gettolarda yetişmedi mi, Pele'ler, Didi'ler, Garrincha'lar?.
Brezilya dünyaya hâlâ en çok oyuncu, yıldız oyuncu ihraç eden ülke nasıl oluyor o zaman?.
Ya Arjantin?..
Dilimizde geri kalmışlığın ve sefilliğin simgesi olarak kullanılan uçsuz bucaksız Patagonya, orda değil mi?. Maradona'lar, Messi'ler Arjantinli değil mi?. Her Dünya Şampiyonası'na favori olarak girmiyor, onlar da dünyaya durmadan futbolcu ihraç etmiyorlar mı?.
Eğer iş dar alansa, Lüksemburg, Andora, Cebelitarık, San Marino, Lichtenstein en dar Avrupa ülkeleri değil mi?. Hani ordan çıkan yıldız futbolcular?. Niye bu ülkeler dünyada "averaj takımı" olarak biliniyor?.
"Dar alan, teknik, hızlı, çabuk ve yaratıcı futbolcu yaratır" genellemesi yapmak için erken değil mi?.
Hollanda o dar alanda, bizden çalıp götürdüğü lale ile bir dünya devi "Lale Ülkesi" olur ve milyarlar kazanırken, bizde ayni lale Osmanlı'nın çöküşünün başlangıcı olarak gösterilen döneme adını verip "Lale Devri" olmadı mı?.
Şenol "lale" örneğini verse, daha mantıklı, tutarlı olmaz mıydı?.
Olurdu ama, o zaman millet "Suç malzemede değil, kullananda" demez miydi?.
Neyse.. Hocamız(!), maçtan sonra da konuştu..
Çok daha ilginç..
"Bu işe başlarken başlangıçta zor şartlarda herkesin isteğiyle geldim. Ama bugün bir senedir ekonomi ile başlayan duygusal yarışmayla, düzen ve şeytanlığın da birlikte karıştığı bir sıkıntıda yaşıyoruz, şu anda maalesef.
Düzen artık şeytani düzen olmuş. O yüzden biraz rahatsızlık var ama ben bunlara alet oldum, kusura bakmasınlar." Şu Şenol'u isteyen "herkes" kimmiş, çok merak ettim.. Benden başka itiraz eden olmadı. Tamam..
Ama "Şenol gelmeli" diyeni hatırlamıyorum..
Atandı. Medyamız ses çıkarmadı.. "Sükût ikrardan gelir" derseniz o da tamam.. Ama bizim medya ne zaman neye ses çıkardı ki?. Biz hep susarız..
Ne diyor peki, herkesin isteği ile gelen Şenol, yarım düzine yedikten sonra.
Sebebi açıklıyor. 6'nın sebebini..
Düzen ve şeytanlığın birlikte karıştığı sıkıntı.
Lafa bakar mısınız?.
"Düzen artık şeytani düzen olmuş. Ben de bu düzene alet oldum.." Peki ülkede şeytani düzenden, yanlış kentsel dönüşümden, yani teknik, çabuk ve yaratıcı futbolcu üretilmemesinden ve oynanan kötü futboldan sorumlu kim o zaman?.
Federasyon, Hoca, ekibi ve de futbolcular değil de kim?.
Şenol Güneş'in kimleri değil, kimi kastettiği açık, tam altı gol yedikten birkaç dakika sonra..
"Sorumlu, Federasyon ve futbolcular değil, benim" kabadayılığını her zamanki gibi yaptıktan sonra gerçek suçlu ya da suçlular diye kimi kastediyor dersiniz siz?.
Aslında bu sorunun yanıtında farklı fikirler çıkmasını önleyecek bir açıklama daha yaptı, o maç arkası basın toplantısında.
Nişan tahtasına kimleri koyduğunu daha net gösteremezdi.
"Başarılardan sonra hepsi bizi arıyor.
Başarıdan sonra arayanlar, bizi asıl bugün, acı günümüzde de aramalılar. Ama kaybedeni aramaz onlar.." Kim arıyor, kazananları.. Madalya alanları.. O "Hepsi" dedikleri kimler?.
Şenol ne demek istiyor?. "Kazananı ararsan, reklamın olur." Yani.. Şenol Güneş, ilk ama ilk defa ülkeyi yönetenlere başkaldırıyor..
Neden?.
Bana sorarsanız, görevden alınacağını biliyor. Görevden alınmasına hezimetin sebep olduğunun söylenmesini istemiyor. Diyecek ki?.
"Eleştirdim diye görevden alındım. Alınmasam ben ve futbolcularım kalan dört maçı kazanıp Dünya Kupası'na gidecektik!."
Şimdi söyleyin bakalım, şeytani düzen, yani şeytanlık, ülkede mi, yoksa Şenol Güneş'in futbola hiç çalışmayan kafasında mı?.

***


HAFIZASIZ MEDYAMIZ!..
Hollanda'dan o da ikinci yarıdaki insafları yüzünden sadece 6 gol yiyen, hemen hepsi Avrupa'nın en iyi takımlarında oynayan futbolculardan seçilmiş Milli Takım'ımızın maçı, dünkü belli başlı gazetelerimizde şu başlıklarla sunuldu..
"Kâbus" / Sabah
"Rezalet" / Hürriyet
"Milli felaket" /Milliyet
"Dünya başımıza yıkıldı" / Türkiye
"Hollanda faciası" / Posta
"Bu rezaletin 6'ndan kalkılmaz" / Sözcü
"Amsterdam'da hezimet" / Cumhuriyet
Şimdi medyası bu başlıkları atan bir ülkede o rezilliğin sorumlusu Teknik Direktör görevde kalır mı?.
Bizde kalır. Çünkü bizim medya fil hafızalıdır.
Zaferleri de, hezimetleri de anında unutur. O unutkanlık olmasa, Avrupa Şampiyonası hezimetinden sonra Şenol görevde kalabilir miydi?. Hele bizim gibi dakika başı hoca değiştirilen bir ülkede.. Süper Lig'in daha üç haftası oynandı.
Şimdiden 5 (Beş) hoca kovuldu.. Fenerbahçe 3 yılda 7 hoca değiştirdi. Şenol kaldı.
Avrupa Kupası'nda perişan olduk.
Kaldı..
Avrupa Milletler Ligi'ne 2. Lig'de başladık. Kolayca 1. Lig'e çıkacağımız palavra bir gruptu. Şenol küme düşürmeyi başardı(!) ve gene kaldı.
Bugün altın değerinde olduklarını Şenol'un nihayet anladığı 4 puanı Letonya ve Karadağ gibi beşinci sınıf takımlara kaybederken de kaldı. O puanları almış olsaydık, bu hezimete, rezalete, kâbusa rağmen hâlâ lider durumda olacaktık, düşünün.
Şenol hep kaldı. Neden?. Çünkü benim eyyamcı medyam, Şenol'u değil, onu eleştiren ender kişileri eleştirdi.. Hem de hiç sıkılmadan "Hakaret etti" dediler, eleştirene.. Savcılara ihbar olsun, Şenol dava açsın diye..
Şenol giderse bu medyanın açtığı "Yeter" kampanyası ile gitmez. Kendisi de istifa etme niyetinde olmadığını açıkladı.
"İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar" dedi ve hemen ekledi. "Benim de hayallerim var.."
Hatırlayın Fatih Terim de Galatasaray'ın başından gitme niyeti olmadığını ayni sözlerle açıklamıştı..
"Benim hayallerim yaşadığım sürece bitmez.."

***


TEBESSÜM
Nasreddin Hoca, bir gün giderken eşeğinden düşmüş.. Etraf gülerken, onlara dönmüş ve demiş ki.. "Ne gülüyorsunuz?. Ben zaten inecektim."

***

SEVDİĞİM LAFLAR
Bir yerde küçük insanların gölgesi büyüyorsa, orada güneş batıyor demektir. Konfüçyüs

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA