Çocukluğumun bayram gazetelerini anlatmıştım dün, bu başlık altında.. Bir "Milli Gazete Karması" gibi bütün gazetelerin seçme elemanlarının Gazeteciler Cemiyeti'nin çıkardığı harika, okumakla bitmez gazetelerdi onlar..
Sonra bir ilan reklam paçavrasına çevirdik. Bayramdan üç gün önce yazılmış güya haberlerle şişirilmiş, okunacak yazısı olmayan paçavra.. Bitti tabii o hikâye..
Peki bugün.. Bugün sosyal medyanın acımasız rekabeti altında "gazete" çıkarıyor muyuz?.
Ben anlatayım siz karar verin..

***

Bu olayı iki kez yaşadım. Biri Türker Ağbi'min (İnanoğlu) açtığı iletişim okulunda.. İkincisi Erol Simavi'nin Hürriyet'e kurum içinde eleman yetiştirmek üzere düzenlediği Gazetecilik Semineri'nde..
Türker Ağbi de, Erol Bey de yakın dostlarımdı. İkisi de beni "kapanış konuşması" yapmak için davet ettiler.. İkisine de gittim.
Sınıfa girince "Merhaba" dedim. Tahtaya yürüdüm. İki kocaman M harfi yazdım. Sonra gençlere döndüm..
"Arkadaşlar" dedim.. "Ben konferans vermeyi sevmem. Bernard Shaw 'Ben konferans dinleyenlere tahammül edemem' der ve hem de büyük paralı konferans tekliflerini geri çevirirmiş. Ben de biraz öyleyim. Onun için bakın geldik sezon sonuna.. İçinizde kalan bir soru varsa onu sorun.. Karşılıklı konuşalım" dedim.. Sordular, yanıtladım.. Yanıtladım.. Süre doldu, zil çaldı..
"Veda zamanı geldi çocuklar" dedim.. "Size bir tavsiyem var. Buradan çıkar çıkmaz kendinize bir başka meslek bulun.. Hiç biriniz gazeteci olamazsınız!."
Buz gibi sessizliği biri bozdu..
"Neden?."
"İçeri girer girmez, size hitap etmeden tahtaya gittim, iki M harfi yazdım. Sonra 'İstediğiniz her şeyi sorun' dedim.. Neler neler sordunuz zile kadar. Ama hiçbiriniz "Hıncal Ağbi o iki M harfi ne?. Mekteb-i Mülkiye mi?. Marilyn Monroe mu?. Onları neden yazdınız" demediniz.. O iki M gazeteciliğin temelidir.. Birinci M, merak!. İkincisi matematik!. Merak etmeyen gazeteci olamaz. Gazeteler halkın merak ettiği şeyleri anlatmak için yayınlanır. Sen merak etmezsen, halkın neyi merak ettiğini nerden bilecek de yazacaksın. İkincisi ise mantığı da içeren matematik.. Yazınız başından, yani merakı yaratan girişten, çözümü getiren sonuca bir matematiksel düzen içinde olmalıdır ki, içinde çelişkiler, mantık hataları olmasın.. İçinizden merak eden tek kişi çıkmadı. Başarı dileklerimle.."

***

Galatasaray, bugün PSV ile UEFA Ligi eleme maçı oynayacak. Sezona milli maçlar yüzünden geç girildi. Arada yönetim değişti. Yeni başkan göreve gelene dek Fatih Terim tatil yaptı. Sakatlıklar ortaya çıktı.. Bazı transferler tamamlanamadı. Her oyuncunun çok kıymetli olduğu günler iyice daraldı. Bu geceki maça 5 gün kala, gazetelerde bir haber okudum.
"Galatasaray'da 2 oyuncunun Kovid'li olduğu öğrenildi."
Hepsi o..
Kim yahu bu 2 oyuncu.. İnterneti açtım.. Yok.. Yalandan da olsa isim yazmamış, palavra siteleri.. Galatasaray Kulübü sitesine girdim. Gazetelerdeki cümle aynen orda..
"İki oyuncu Kovid'li çıktı ve karantinaya alındı."
Belli haber kaynağı Galatasaray resmi sitesi. Orda isim verilmiyor.. Tamam.. Tamam da, bunca gazetenin merak eden bir tek spor müdürü yok mu?. O gazete spor servisinin Galatasaray muhabirini çağırıp "Kim bunlar öğren" diyecek bir Müdür?. Arkasından da haşlayacak.. "Sen nasıl Galatasaray muhabirisin?. Avrupa maçı öncesi iki adam daha eksiliyor takımdan haberin yok?."
Gerçek o..
O nasıl muhabirdir ki, hem de bir tıkla ulaşılan şu cep telefonu devrinde, sorumlu olduğu Galatasaray Kulübü'nde olan bir şeyi öğrenecek tek kaynağı yoktur?.
Muhabir "kaynak" demektir. Kaynağın yoksa, muhabir değilsin. Gazeteci de değilsin..
Şimdi müdür meraksız.. Muhabir hepten meraksız.. Salla başını al maaşını insanlar çıkarıyor bu ülkede bütün gazeteleri..
Takım gazeteler önümde. Hepsini karıştırdım.. Biri yazmamış yahu "Galatasaray'da Emre Akbaba ve Yedlin Kovid'li ve karantinada.. PSV maçında yoklar" diye..
Bu haber atlanır mı, müdürler, Galatasaray muhabirleri?. Bu haber hem de göz göre göre, manşetiniz cepte bir tık ötede dururken, sırf meraksızlığınız, umursamazlığınız yüzünden bu haber atlanır mı?.
Haberi manşet yaparken, kulüpten bulabildiğiniz yetkili, Başkan Elmas'tan Fatih Terim'e artık gazetecilik çapınıza göre ulaşabildiğinizle konuşur, onları da ekler, hatta yanına bir çerçeve içinde "Galatasaray şimdi ne yapacak" diye bir de mini yorum yazardınız.
O zaman, işte o zaman "GAZETE" olur, işte o zaman "FARK YARATIR"dınız..
İşte o zaman "GAZETECİ" olurdunuz!.
Ama sabahtan akşama oturup gevezelik ettiğiniz spor servislerine "Galatasaray'da iki Kovid'li" haberi düştüğünde "MERAK EDEN" tek kişi çıkmadığı için içinizde, hepiniz okur nezdinde ortada duran haberi "ATLADINIZ!."
O zaman soruyorum..
Bu millet hem de bayram tatili yaparken, sizin gazetenizi NİÇİN OKUSUN?.
Merak etmeyenlerin çıkardığı gazeteleri, Merak edenler niye okusun haaa?.

*

TOKYO'DA AYYILDIZLI UMUTLAR!..

Kenan Onuk'un sağ kolu olarak yetişen, bu ülkenin en değerli Olimpik Sporlar uzman gazetecisi Barbaros Talı, geçen seneden kalan 2020 Tokyo Oyunları'na katılan Türk sporcularını rakipleri ile tartarak "TOKYO 2020'de madalya kazanabilecek sporcularımız" diye bir belgesel hazırladı ve YouTube'deki "Barbaros Talı /SportsCast" köşesinde yayınladı. Sizin için de burada özetledi. Önce okuyun..Ama bana sorarsanız, bayramda boş zamanınız şok.. You Tube'a girip mutlak da izleyin..

***

Ülkelerinin modernleşmesine büyük katkı yapan 1964 Tokyo yaz olimpiyatlarının ardından 1972'de Sapporo'da, 1998'de Nagano'da kış oyunlarını düzenleyen Japonlar, olimpiyat organizasyonuna dördüncü kez ev sahipliği yapıyorlar.
Tokyo 2020, dünyaya sürdürülebilirlik mesajı verecek.
Japon halkının hibe ettiği 6 milyonun üzerinde telefon ve 79 bine yakın cihazdan elde edilen geri dönüşüm alüminyumdan üretilmiş meşaleler kullanılırken; yine geri dönüşüm altın, gümüş ve bronzdan üretilmiş madalyalar verilecek. Spor alanları ve sporcu köyü ile basın ve yayın merkezlerinin elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacak.
Karate, kaykay, sportif tırmanış ve sörf olimpik programa ilk kez eklenirken; beyzbol ile softbol tekrar yer alacak. Basketbolda üçe üç, yüzmede erkekler 800, kadınlar bin 500 metre serbest, atletizmde 400 metre karışık bayrak yarışları gibi 15 yeni disiplin ilk kez yapılacak.
11 binin üzerinde sporcu, 33 spor dalının 50 disiplininde dağıtılacak 339 olimpiyat altınına sahip olabilmek için mücadele edecek.
Oyunlarda, ilk kez transseksüel sporcular da yer alacak.
Testosteron seviyesi, yarışmadan önceki 12 ay boyunca, litrede 10 nanomolün altında kalan transseksüel sporculara izin verilmesinin ardından Yeni Zelandalı halterci Laurel Hubbard, bu hakkı elde eden ilk sporcu oldu.
Cinsiyet değiştirdiği 2012 yılına kadar erkeklerle yarışan 43 yaşındaki Hubbard'ın kadınlar 87 kiloda altın madalya kazanması bekleniyor.
Eleştirmenler, ergenliğe erkek olarak giren transseksüellerin sahip oldukları kemik ve kas yoğunluğu ile diğer biyolojik avantajlara dikkat çekiyor; durumun, biyolojik cinsiyeti kadın olan sporcular için haksız rekabet oluşturacağını, kadın sporuna zarar vereceğini belirtiyorlar.
İki saniye farkla dünyanın en iyi derecelerine sahip Kenyalı Eliud Kipchoge (2:01:39 Berlin 2018) ile Etiyopyalı Kenenisa Bekele'nin (2:01:41 Berlin 2019) merakla beklenen maraton yarışı, Bekele'nin ülkesinde düzenlenen seçme yarışına katılmayıp, takıma seçilmemesi nedeniyle gerçekleşemeyecek.
Kadınlar 100 metrede yılın en iyi ikinci derecesini koşan (10:72 Miramar, Florida ABD) ile vatandaşı Sha'Carri Richardson ise yasaklı madde marijuana kullandığı için aldığı ceza nedeniyle Tokyo'da olmayacak.



Kafilemize gelince: Oyunlarda 18 branşta 108 sporcuyla temsil edileceğiz.
2016 Rio'da şampiyon olan, dünya şampiyonalarında iki altın, iki gümüş, Avrupa'da sekiz altın madalya kazanan 125 kilo serbest stil güreşçimiz Taha Akgül, 2012 Londra'da Bronz, Rio'da gümüş, dünya şampiyonalarında dört altın, iki gümüş, iki bronz, Avrupa'da 10 altın, iki gümüş madalyanın sahibi 130 kilo grekoromen stil güreşçimiz Rıza Kayaalp, Londra'da gümüş, Rio'da Bronz, dünya şampiyonalarında bir altın, bir gümüş, Avrupa'da iki gümüş, bir bronz madalya alan -67 kilo tekvandocumuz Nur Tatar, madalya kazanmalarına kesin gözüyle baktığımız üç sporcumuz.
Önceki olimpiyatlarda madalya almış sporcularımızdan: Rio'da bronz, dünya şampiyonalarında üç bronz, Avrupa'da bir gümüş, dört bronz madalyanın sahibi 97 kilo grekoromen stil güreşçimiz Cenk İldem'den de madalya umuyoruz.
Dünya ve Avrupa şampiyonalarında madalya kazanmış sporcularımız: 2017'de elde ettiği dünya şampiyonluğunun yanı sıra Avrupa'da dört altın, iki gümüş madalyanın sahibi 76 kilo kadın güreşçimiz Yasemin Adar, Halka aletinde 2019'daki son dünya şampiyonasında, Geçen sene de Avrupa'da altın madalya kazanan cimnastikçimiz İbrahim Çolak, 2019 dünya şampiyonasının yanı sıra, Avrupa'da gençlerde bir, 22 yaş altında üç altın madalyanın sahibi 69 kilo kadın boksörümüz Busenaz Sürmeneli, 2014 dünya şampiyonasında altın, 2018'de gümüş, Avrupa'da dört altın, bir gümüş, altı bronz madalya elde eden 55 kilo karatecimiz Serap Özçelik Arapoğlu, 2019'da elde ettiği dünya şampiyonluğunun yanı sıra biri 22 yaş altı olmak üzere üç Avrupa şampiyonluğu bulunan 51 kilo kadın boksörümüz Buse Naz Çakıroğlu, 2017 yılının dünya ve Avrupa şampiyonalarında gümüş madalya elde eden 57 kilo tekvandocumuz Hatice Kübra İlgün, 2019 Dünya şampiyonasında paralel barda, Avrupa Oyunlarında barfikste gümüş madalya alan cimnastikçimiz Ahmet Önder, 2018 dünya şampiyonasında bronz, Avrupa'da üç altın, iki bronz madalya alan 75 kilo karatecimiz Uğur Aktaş, 2018 Dünya şampiyonasında bronz, Avrupa'da bir altın, bir gümüş ve bir bronz madalya elde eden 67 kilo tekvandocumuz Nafia Kuş Tokyo'da madalya kazanmaya aday sporcularımız.
Ayrıca, Bu yıl Osijek ve Doha'da düzenlenen Dünya Kupaları ile son iki yılın Avrupa Şampiyonalarında paralel barda altın madalya alan cimnastikçimiz Ferhat Arıcan'dan Macaristan'da düzenlenen Uluslararası Yüzme Ligi yarışlarında 50 ve 100 metre kurbağalamada kırdığı Avrupa kısa kulvar rekorlarıyla dikkatleri çeken yüzücümüz Emre Sakçı'dan, Dünya Kupalarının bireysel ve takım yarışmalarıyla, karışık takımda üç altın, iki gümüş, üç bronz madalya kazanan, yılın Avrupa şampiyonu okçumuz Mete Gazoz'dan sürpriz bekliyoruz.
Son olarak: Kafilemizin en kalabalık gurubunu oluşturan atletlerimizden:
Rio'da 400 engellide bronz, Avrupa Şampiyonasında gümüş madalyanın sahibi Yasmani Copello Escobar ile 2017'de Londra'da düzenlenen dünya şampiyonasının 200 metre yarışını kazanan, ardından, Avrupa şampiyonluğu elde eden Ramil Guliyev'in madalya şanslarının düşük olduğunu ancak final koşabileceklerini belirtelim.
Pandemi nedeniyle istedikleri süre, sıklık ve şiddette antrenman yapamayan; yüklenme, beslenme ve dinlenme ritmleri bozulan, Olimpiyatlara kota veren organizasyonların ertelenmesiyle antrenman periyotları şaşan sporcular için Tokyo hayli zor geçecek.
Öncelikle, biyoritmlerini Japonya'nın yerel saatine adapte etmeye ve adanın yüzde 80 nem oranına sahip ikliminde yeterli miktarda sıvı tüketip, vücut ısılarını sağlıklı seviyelerde tutmaya çalışacaklar.
Tokyo'da kaldıkları süre boyunca sporcu köyü ile yarışma alanları dışına çıkamayacak, toplu taşıma kulanamayacak, her gün test olacaklar.
Yüksek sesle konuşmanın bile yasak olduğu, seyircisiz organizasyonun sessiz, sedasız ortamında en iyi performanslarını sergileyecekler.

*

TEBESSÜM

Parayla mutluluk satın alınmaz.
Ama bir jet ski alabilirsiniz. Jet ski'ye binerken de üzgün olmak pek mümkün değildir.

*

SEVDİĞİM LAFLAR

"Kendinin ne olduğunu bilen insan, kendini bilmezlerin hakkında söylediklerinden etkilenmez.." İbni Sina