Başlığa bakıp "Emriniz olur" diye dalga geçiyorsanız, hata ediyorsunuz.
Bu başlığı kendim için attıysam namerdim.
Okuyup bitirdikten sonra, kafanızı boğarcasına meşgul eden pandemik dönem endişelerinizin azaldığını görecek, kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Hele böylesi günlerde, müthiş bir şey değil mi?.
Peki sonuçtan niye eminim?.
1. Ben yazmadım. New York Times'ta okudum. Bitirince kendimi daha iyi hissettim.
2. Çevirip size sunmaya karar verdim.
Çevirirken daha da iyi hissettim.
Yani, yazıyı, tıpkı korona aşısı gibi kendimde iki defa denedim. İkisinde de işe yaradı.
O zaman işte Amerika'nın en ünlü Psikoloji Profesörü ve "Neuroscience/ Sinirbilim" uzmanı Lisa Feldman Barrett'in "Seven and a Half Lessons About the Brain / Beyin Üzerine 7.5 Ders" adlı son kitabından, New York Times için derlediği "Beyniniz düşünmek için değildir" başlıklı yazı..
Okuyun ve kendinizi iyi hissetmeye başlayın, efendim.
*
*
Eskiler "Düşün, düşün boktur işin" demişler yüz yıllardır. Amerikalı uzmanın yazısı biraz da bu lafın bilimsel açılımı gibi geldi bana..
Ne dersiniz?. İyisi mi, demeyin. Benim gibi deneyin..
Hemen.. Şimdi..
***
Bir ağaçtan on ders!..
İnternet fenomeniymiş, ne demekse artık.. Ama sosyal medyada tanınan delikanlıyı, yazılı medya daha da ünlü yapmak için çırpınıyor.. Adam hem de bizim evin az ilerisinde, Tepecik Yolu'nda bir ağaca çarpmış.. Bu devirde adam öldür mesele yok.. Ama bir kadına, bir hayvana en ufacık zarar verirsen, sosyal medya jürisi seni savunma, söz hakkı tanımadan linç ediyor ya!.. Sonunda sıra ağaca da geldi.
Her yıl orman yangınlarında milyonla ağacı, içinde yaşayan yaban hayvanları ile kül olan ülkemizde, bir ağaca çarptığı için, Fenomen'e yazılı medyada da saldırmayan kalmadı. Çünkü sosyal medyaya bakıp yazmak sana da tık kazandırıyor, seni de daha ünlü yapıyor..
Hal böyle olunca, "Sosyal medya kullanmıyorum" diye ben de eksik mi kalayım, dedim kendi kendime..
Dosyalarımı karıştırdım. Onlarca yıldır Viyana'da yaşayan aile dostlarımdan Venüs Dalgıç hem de enfes bir ağaç öyküsü yollamamış mı bana?.
Pazar günü okuyun keyiflenin, çocuklarınıza da okutun, öğrensinler istedim..
Venüs'e teşekkürlerimle.. Buyurun..
*
Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Bir ara, başını kaldırıp ağaca baktı.
- Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım, dedi.
Birden ağaç dile geldi:
- Ben düşünmüyor görünürüm belki ama, düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.
Adam heyecanla:
- Seni dinlemek isterim, dedi.
Ağaç konuşmaya başladı:
- At o felsefe kitabını elinden, şimdi bana bak ve beni dinle, sana on tane hayat dersi vereceğim, dedi.
Adam heyecanlanarak:
- Tamam dedi.
Ağaç:
- Dinle o zaman, dedi ve hayat derslerini sıralamaya başladı:
1- Ağaç yaş iken eğilir ya da doğrulur.
Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Siz de bilirsiniz ki "Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez. Yaşlı kurda da yol öğretilmez."
2- Düşen ağaca balta vuran çok olur.
Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek.. Güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar.
3- Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı, yine bizdendir.
Her zaman dış düşmandan korkmayın.
İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran pirince en çok benzeyen beyaz taştır.
4- Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir.
İnsanı geliştiren, mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar.
Uçurtma rüzgâr engelini aşmak için yükseğe çıkar. Engelleri fırsat bilmelisiniz.
5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar.
Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz.
Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız.
Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç tüm gücünü kökten alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak?
Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız veya unutturulursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?
6- Ağaç yapraklarıyla gürler.
Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için, aileniz ve sosyal ilişkileriniz önemlidir.
7- Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez.
Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi işinize odaklanarak; sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.
8- Üzerinde meyve olan ağacı taşlarlar.
Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, yeteneksiz, kişiliksiz, niteliksiz, silik insanlar, saygın insanların hafızalarında ve çevrelerinde yer edemezler.
Onun için, başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.
9- Her ağaç kendi toprağında büyür.
Ağaç, ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürebilir.
İnsan yetenekleri de öyledir, ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.
10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız.
Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın.
İnsanların kulağına küpe olması dileğimle son sözüm, "Her şey bir ağacı sevmekle başlar." Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.
Adam ağaca tekrar baktı, sonra, "Aslında odun olan bu ağaç değil benmişim meğerse" diye geçirdi içinden.
(Bitkilerle Sohbet isimli kitaptan)
***
Pazar Neşesi
Sevgili Eyüp Karadayı gene anılmak istedi. Pazar Neşemiz ondan kalan dosyadan..
Sonradan görme zengin hanım, akşam kocasına şikayet ediyordu..
"Hani yeni tuttuğumuz Moldovyalı hizmetçinin eli galiba biraz uzun!. İki havlumuz da kayıp, bulamıyorum!?.."
Kocası merakla sordu..
"Aaaa olamaz!.. Hangileri!?.."
"Hani Hilton'dan bavula koyduğumuz o büyük boy beyaz havluyla, Sheraton'dan götürdüğümüz mavi yüz havlusu?.."
***
Yüksel'den..
Yarı öfke yarı şefkatle..
Bu ne hal evladım, dedi kadın...
- Yazılı kâğıdın yine berbat.
Elleri birbirine kenetli gözleri yerde çocuk, ama öğretmenim dedi,
- Kalbim temiz!.
Yüksel Durak
***
Latin Sözleri
"Dissolvitur lex, cum fit iudex misericors!."
"Yargıç merhametliyse, yasa yok olur!"
Publilius Syrus