Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

En büyük tehlike, “İçimizdeki korku!.”

Corona salgını üzerine en güzel yazılardan birini geçen pazar Milliyet'te okudum. Ceyda Ulukaya Ruh Doktoru Alper Hasanoğlu ile konuşmuş.
Doktor, "Zor günlerden geçiyoruz ama içimizdeki korkudan daha büyük tehlike yok" diyor.. Ve uzun söyleşide, "Korku" ile nasıl baş edebileceğimizi de anlatıyor.
Google'a "İçimizdeki korkudan daha büyük tehlike yok" diye yazın ve tıklayın.. Vaktiniz bol nasılsa, mutlak okuyun..
Nasıl rahatlayacağınızı göreceksiniz..

*

Zamanında, Osmanlı, Bolu Dağlarındaki eşkıya ile baş etmek için bir zabit ve birkaç asker yollamış..
Eşkıya gülmüş..
"Bizi buncacık askerle mi korkutacaklar..
Koskoca Bolu dağlarını bu 3.5 asker nasıl bekler?." Zabit'e ulaştırmışlar.. Cevap vermiş..
"Ben beklemeyeceğim o dağları.. Ama öyle bir korku salacağım ki, dağları o korku bekleyecek.." Rivayet ederler ki, "Korku dağları bekler" lafı ordan gelir..
Şimdi coronavirüs korkusu dağları bekliyor ve bu korku Alper Hoca'nın dediği gibi en az virüs, hatta ondan da fazla tehlikeli..

*

"Korku"nun ne derece büyük tehlike olduğunu söyleyenlerin başında büyük İslam alimi İbni Sina geliyor..
İnternette de dolaşıyor, Doğu'nun büyük gökyüzü ve tıp bilimcisi, bugünlerde..
Birisi 1957 Rus yapımı "İbni Sina" adlı film..
Buhara doğumlu alim, yaklaşık bin yıl önce, İran'da ve Türkistan'da adeta tıp devrimi gerçekleştirmişti. Filmde İbni Sina'nın dünyayı saran en korkunç salgınlardan Veba'ya karşı söyledikleri ve yaptıkları anlatılıyor.
Keşke TRT2 bulsa da oynatsa..
Filmin salgın günlerinde geçen bir sahnesinde Üstat, öğrencisi Biruni'ye "İlk önce bize temiz elbise ve elimizi, yüzümüzü yıkamak için sirkeli su getirtir misin" diyor.
Öğrencisi "Hangi ülkenin adeti bu" deyince de "Salgında her ülkenin adeti olmalı" cevabını veriyor.
Öğrenci denilenleri yapıp Hocasına soruyor..
"Veba ile baş etmek mümkün mü?." "Evet!." "Nasıl?." "İlk önce insanların içindeki korkuyu yenmek lazım. En önemli şey, korkmamak!." ..ve sonra yapılacakları anlatıyor..
"İnsanlar bir araya gelmemeli. Çarşıya, camiye gitmemeli.. (Dikkat edin, bin yıl öncesinden söz ediyoruz.) Satıcılar mallarını, müşterilerin evlerinde teslim etsinler." Sonra ne diyor, inanmazsınız..
"Herkes evinde otursun.. Müzik dinlesin ve eğlensin. Salgın, müzik ve eğlenceden kaçar.."

*

Dahası var. İbni Sina, dağları bekleyen "Korku"nun dehşetini lafta bırakmaz. Bir de ünlü deneyle kanıtlar.
İki kuzuyu iki ayrı kafese koyar üstat.. Ayni koyundan, ayni batında doğan, ayni cüsse, ayni kiloda iki kardeş kuzu.. İkisini de ayni yemlerle besler. Yani iki kuzunun fiziksel tüm yaşam şartları eşittir. Fark iç dünyalarındadır.
Oraya bir üçüncü kafes daha koyar. İçinde de bir kurt.. Büyük alim, kurt kafesini öyle yerleştirmiştir ki, kuzulardan ancak biri görebilir kendisine iştahla bakan vahşi hayvanı..
Günler haftalar geçerken, kurdu gören kuzu giderek huzursuz olmaya, iyi yem yememeye ve iyi uyumamaya başlar. Günden güne zayıflar, çelimsizleşir ve ölür. Kurdu görmeyen kardeşi sağlıkla büyür, gelişir oysa..
İbni Sina, kurdu gören kuzunun korkunun verdiği huzursuzluk ve gerginlik yüzünden, yaşam düzenini kaybettiğini ve bu yüzden öldüğünü söyler ve "Onu öldüren içindeki korkuydu" der." ..ve kitabına not düşer..
"Gereksiz korku, endişe, kaygı, stres ve paniğin insan bünyesine verdiği zararı başka hiçbir şey veremez."

*

Coronavirüs ile savaşta dünyanın en ileri ülkeleri arasındayız. Bu virüsü de yeneceğiz.
Yapacağımız tek şey, Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı kurallara tamamen uymak..
Başkalarına karşılıksız iyilik yaparak, kendimizi iyi hissetmek.
Dostları arayıp sohbet ederek, müzik dinleyerek, kitap okuyarak, televizyonlarda hoşunuza giden bir şeyler bularak, hoşça oyalanmak ve kötü düşüncelere zaman bırakmamak..
Moralimizi hep yüksek tutmak.. Bunun için de, felaket tellallarını asla ve asla okumamak ve dinlememek..
"Bir ve beraber olmak!." "Sen ve ben, 'iki'den büyüğüz" demişler.
Ne güzel ve ne doğru.. O zaman..
80 milyon "Biz" olursak, 100 milyondan bile büyük oluruz, unutmayın..

***


Corona ve inançlar!.

Sevgili dostum Hamdi Türkmen'den.. "Hep korktuğumuz corona ile biraz da gülmeyi denemek ister misiniz" demiş, Gözlem'deki sayfasında..
Aynen aldım.. Gülün.. Hele "Ağlanacak haldeyim" diyenler daha da gülsün.. Gülelim, ama düşünelim de..

*

Ateist corona.. Bilimin değerini hatırlattı. Şeyhlerin, hoca efendilerin etkisizliğini ispatladı. Kutsal sayılan yerlere gidişi bitirdi. Umreye gidenlere bulaşıp pişman etti. Herkesi alkole (kolonya vs.) muhtaç etti.
Komünist corona.. Sınıf ayrımı yapmadan, sınır tanımadan yayıldı.
Ama yoksul güney yarım küreye değil, görece zengin kuzey yarım küreye musallat oldu.
Anarşist corona.. Devlet, otorite, güç tanımadı.
Yöneticileri, egemenleri de hasta etti. Engel olamadılar.
Çocuk dostu corona.. Çocukları öldürmüyor. Taşıyıcı oluyorlar. Çocuklara musallat olanları öldürüyor. Çocuk tacizlerini azalttı...
Çevreci corona.. Doğaya değil, doğaya zarar verenlere zarar verdi. Coronanın da, insanların da, bulaşmadığı bitkilere ve hayvanlar daha rahat artık.
Hijyenci corona.. Temizliği ve hijyeni hatırlattı. Ve arttırdı. Temizliği ve temiz toplum üzerine düşünmeye başlattı..
Aile ve kitap dostu corona.. Evde daha çok zaman geçirterek, aile içi iletişimi ve kitap okuma zamanını çok büyüttü.
Trafik dostu corona.. Trafik sorununu, kazaları, eksoz kirliliğini azalttı. Coronadan ölenlerin 10 misli trafik kazası ölümleri nerdeyse duyulmaz oldu.

*

Hamdi'nin listesini uzatabilirsiniz..
Mesela "Müzik Dostu.. Film Dostu.. Belgesel Dostu corona.."
Mesela "Dostlarını aramanın güzelliğini öğreten corona.."
Neler neler!.
Ne demiş eskiler..
"Bir musibetten bin hayır doğar!."

***


Adalar Efsanesi Faytonlar nereye?

Bu fotoğrafı çok sevdiğim bir arkadaşım çekip bana yollamış..
Adalar Efsanesi Faytonlar, bir TIR'a yüklenmiş gönderiliyorlar..
Resim Boğaziçi Köprüsü'nde çekilmiş..
Bir açıklama yok.. Sanki corona günlerini fırsat bilip kaçırıyorlar gibi..
Nereye acaba?.
"Bu faytonlar aslında Şehir Müzesi'ne gönderilmeliydi" diyor, resmi gönderen arkadaşım..
Öyle bir şey olsa gururla açıklarlardı.
Gizli kapaklı yaptıklarına göre bu işi, hurdalığa, herhalde..
Saklasalar antika değeri kazanırlardı, oysa..
Zaman zaman Antikacılarda görüyoruz..
Bizim çocukluğumuzda harmanda keyifle sürdüğümüz, altı çakıl taşlı eski dövenler, yıllar sonra antikacılarda yüzbinlerce liraya alıcı buldu.. Köyüme, traktör ve biçerdöverler gelince yok olup giden bizim dövenlerin acısı hala içimdedir.
Adalar Efsanesi Faytonlar, dünyanın en önemli büyük kentlerinde, New York'tan Viyana'ya çalışmaya ve turlar atmaya devam ederken, bizim güya "Halkçı" belediyelerimiz, Adalar ve Kordon'un simgesi faytonları bir kaç yaygaracı ve sosyal medyacının şamatasına boyun eğerek yasakladılar.
Eleştirilerde haklı olan yanlar vardı.
Ama "Adam olmak", yanlışları düzeltmek, eksikleri gidermek ve bu müthiş geleneği yaşatmakken, kolayı seçtiler..
Bu ülkede, yapamadığın, beceremediğin işi "Yasaklamak" en kolay yönetim tarzıdır, bildim bileli..
İşte corona salgını ve herkesler evinde iken, boş caddeler ve köprülerden hızla geçirip faytonları yok etmek de bu olmalı!.
Mesela..
Bay İmamoğlu, ya da Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül meslektaşımız bir açıklama yaparlar mı dersiniz?.

***


Belhanda "Ka- lı- yor!."

Kimse "Haziranda sözleşmesi bitiyor.
Kurtuluyoruz" diye heveslenmesin.
Belhanda ka- lı- yor!.
Nerden mi biliyorum..
Artık avcumun içi gibi biliyorum bazı şeyleri de ondan.
Galatasaray yardımcı hocalarının bazı gazetelerde adamları var. İstediklerini onlara sızdırıp "Özel Haber (!) gibi" yazdırıyorlar..
Satır aralarından amacı seziyorum ben de..
Fatih Terim'e atfen, "Bu yıl satılacaklar listesi" haberlerine bakın.. Falcao bile yazıyor o listede, Belhanda yok.
Ama Belhanda haberi var?.
Belhanda'ya bir yığın talip varmış (!) da, o gitmek istemiyormuş da.. Hatta kulübe başvurup, sona eren sözleşmesinin uzatılmasını istemiş de. Fedakarlık da yapacakmış da..
Yapacağı en büyük fedakarlık defolup gitmek oysa.. Ama herkes biliyor ki, talibi yok..
"Çok var" diye algı haberleri yayınlatıyorlar, sıkılmadan..
"Herkes talipti ama o Galatasaray'ı seçti" demek için ısmarlanan haberler bunlar.
Lucescu, Daum nasıl yazdırıyorsa birilerine yıllardan beri..
Şimdi de Belhanda yapıştı bize..
Kalacak ve kulübü karıştırmaya devam edecek.. Edecek de bedava gelmeye hazır Arda'ya hala, inatla ve ısrarla "Hayır" diyen Başkan Mustafa Cengiz, bu Belhanda'ya nasıl "Evet" diyecek onu merak ediyorum..

***


TEBESSÜM
Artık eşler evde baş başa ya.. Dün onları, ama daha çok erkek tarafını gülümseten bir şaka yazmıştım. Bugün dengeyi sağlayalım.
-Kadınlar niçin erkeklerden iki misli fazla konuşurlar?.
- Her şey iki defa söylemek zorunda kalırlar da ondan..

SEVDİĞİM LAFLAR
"Kitap her ne amaçla kullanılırsa kullanılsın, insana düzgün yürümeyi ve dik durmayı öğretir..."
Sunay Akın

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA