Aslında İstanbul'un değil sadece..
Tuzla'da Serpilleri, Etiler'de beni, Kemal'i ve eşi Nükhet'i, Avcılar'da milleti perişan eden o meçhul Afrika sineğini yazıp yola çıkmıştım.
Yolda, editörüm Fikret'ten mesaj geldi. Bozcaada'da tatil yapıyorlar..
"Hıncal Ağbi, benim ve eşimin de ayakları çok fena. Bizi de Bozcaada'da ısırdılar. Bir haftadır geçmiyor. Normalde kolonya sürünce, ya da denize girince geçerdi. Bu başka bir şey. Acayip bir kızarıklık ve şişlik" diyordu mesaj!.
Dün sabah işe gelmeden önce bahçede otururken, yardımcım Fatoş geldi.
Pazartesi günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden uzmanlar Alkent'e gelmişler. Tüm siteyi dolaşmışlar. Bizim bahçeye de uğramışlar..
Fatoş'a anlattıkları..
"Bu Afrika kökenli garip bir sinek.. Dört yıldır İstanbul'da ve mevcut bütün sinek öldüren ilaçlara dayanıklı. Nerde su birikintisi görseler larvalarını oraya bırakıyorlar. Ordan sinek olup uçuyorlar."
Sonra benim bahçede inceleme yapmışlar.. Satın aldığım zaman olan bir süs havuzcuğu vardı. Bir buçuk karış çapında, beş santim derinliğinde.. Yani bir börek tepsisine su koymuşsun gibi.. O kadarcık..
Onun suyunda larva bulmuşlar.. Bahçenin ortasında, bir çorba kasesinde su var, kediler için.. Ondan örnek alıp bakmışlar. Onda bile larva var.
Fatoş'a sıkı sıkı tembih etmişler..
"Bu havuz da, bu kase de, iki günde bir tamamen yıkanıp kurutulacak ki, içine bırakılan yumurtalar ve onlardan çıkan larvalar ölsün.."
Tabii benim tek başına mücadelem yetmez.. Bütün Alkent ayni mücadeleyi yapmalı..
48 daireden aidat almazken, 3 bin lira için bahçıvanımı kovan bugünkü yönetim o işe girer mi, bilmiyorum?. Daha kılları kıpırdamadı.
Beşiktaş Belediyesi ne yapar, onu da bilmiyorum. Çünkü asıl onlardan ses seda yok..
Benim Teşekkürüm Büyükşehir'e ve Başkan Ekrem İmamoğlu'na.. Anında ilgi gösterip geldiler.. Sağolsunlar!.
Caner ve Ercan o suları her gün temizleyecekler artık.. Bize düşen bu.. Ama komşu, tüm Alkent, tüm Beşiktaş ayni mücadeleyi yapmazsa işe yarar mı?.
Valla, biz yapalım da görevimizi.. Yapmayanlar utanır belki!.
Belki!.