İzlanda-Türkiye maçı ile ilgili eleştirim, dün sayfamın tamamını kaplamıştı. Çarşamba sabahı bilgisayar başına otururken, "Çok uzun olmasına aldırış etmeden, düşündüğüm tüm ayrıntıları yazmam gerek" dedim. Neden?.
Çünkü, spor medyamı biliyorum.
Hezimet sonrası bile "Teşekkür" manşetleri atar, "Buna da şükür" deriz genelde..
Oysa, avcumuzun ortasına konmuş kuşun, Şenol Güneş'in artık alıştığımız hataları ile uçmaması için, herkesin, ama herkesin düşündüklerini, eksiksiz söylemesi gerek.
Doğru yanlış, herkes konuşmalı ki, Hoca da, futbolcular da okusunlar ve gereken dersleri çıkarsınlar.
Yazarken, hiçbirini okumamıştım. Eve gittim, hepsine baktım ki, aynen düşündüğüm gibiler..
Sanki harikalar yaratmış da kaybetmişiz gibi bir havada sayfalar.. Öyle yazılmış ki, hiç ama hiç kimse "Ben nerde yanlış yaptım" diye düşünmeyecek..
Ertesi gün de öyle..
Bin yazıda bir Şansal Büyüka çok faydalı şeyler yazmış, bir de bizim Müdür, Murat Özbostan hafif dokundurmuş, gerisi yıkama yağlama..
Türk Fırçası böyle atılıyor zahir!.