Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Ne güzeldi, Leyla Gencer’i anma gecesi!.

O zamanlar lisede, üniversitedeyiz.. O zamanlar en büyük gururumuz bir Türk Opera sanatçısı Leyla Gencer'in zafer haberlerini okumak..
Leyla Gencer, Milano'da Dünyanın En Ünlü Operası La Scala'da.. Leyla Gencer Londra'da.. Paris'te.. Frankfurt'ta.. New York'ta..
Bir Türk Opera sanatçısı hem de dünyayı fethediyor, dünya gazetelerinde "Leyla" diye manşetler çıkıyor.. "Leyla Gencer La Diva Turca!."
Nasıl gururlanmazsın!.
Leyla, ulusal gururumuz ama bir derdimiz var.. Dünyanın dinlediği Türk Diva'sını biz dinleyemiyoruz..
Olacak şey mi?.
Leyla da ayni düşüncede olmalı ki, kalktı geldi Türkiye'ye.. "Kendi ülkemde, kendi halkıma okumak istiyorum" diye..
"Okuyamazsın" dediler.. "Sahneye çıkmak için, Devlet Operası'nın kadrosunda olmanız gerek.." Ah o lanet bürokrasi ve de tabii, perde arkasındaki kıskançlık krizleri..
Leyla şaşırdı. "Konuk" diye bir yığın yabancı çıkıyor, Büyük Tiyatro'da sahneye.. O sıralar, İtalya'da iş bulamadığı, Leyla'nın star olduğu La Scala'nın kapısından bile geçemediği için, Milano civarında köy düğünlerinde bizim parayla 500 liraya napoliten şarkılar okuyan bir İtalyan var mesela Ankara'da.. İkinci kast olarak yazılmış. Esas tenor olmazsa, arada bir sahneye çıkıyor.
Onu örnek gösterdi Leyla.. Hep gazetelerde okuyoruz. "Bir İtalyan konuk diye sahne alıyor da ben Türküm üstelik, niye alamıyorum?."
"İşte o yüzden" dediler. "Yabancı olsan, konuk olurdun. Türk olduğun için kadroda olman gerek.."
Leyla ağlamaklı oldu.. Opera oynamak için geldiği Ankara'da bir konser verdi. Üniversite Konseri.. Dil Tarih Coğrafya Fakültesi salonunda bir cumartesi öğleden sonra.. Sabahtan doldurduk salonu.. Kuzen Ahmet'le (Kışlalı) erkenden gittik biz.. Yan yana iki sandalye.. Konser 4 saat sonra başladığında, ikimizin de iki dizinde geç kalan kız arkadaşlar oturuyordu. İki sandalyede 6 kişi.. Hemen her sandalye öyleydi zaten, ama şikayetçi olan yoktu.
Leyla Gencer'i dinlemek öyle şanstı işte..
Muhteşem bir konser verdi Leyla.. Bitti, ama bitiremedi.. Bir.. Bir daha.. Bir daha.. Böyle bir sevgiye hiç rastlamamış belli.. Ağlayarak, göz yaşları şakır şakır akarak söyledi.. Biz de oturduğumuz yerde ağlıyoruz, inanın..
Dil Tarih, Dil Tarih olalı böyle bir gün yaşamamıştır.
Öyle uğurladık Leyla'yı tekrar Milano'ya, kendi operasında okutmadan..
Bu arada, Milano köy düğünlerinde 500 liraya napolitenler söyleyen, Ankara'da adı ikinci kasta yazılan o İtalyan tenoru merak edenleriniz vardır. Söyleyeyim. Adı Pavarotti idi..
Luciano Pavarotti!. Aynen o.. Ta kendisi!.

***
Albert Long Hall'de Leyla Gencer gecesi, onun sesi eşliğinde ekrana yansıyan Leyla Gencer fotoğraflarıyla başladı. Dünyanın dört bir yanında oynadığı baş rollerdeki kostümleriyle, o genç, o ince, o zarif Leyla'nın niye dünyanın gözdesi olduğunu anlatan bir kayıt ve onlarca fotoğraf..
"Şişman kadın ölür, opera biter" derlerdi hatta o devirler.. Leyla bu deyişi yıkan soprano idi ayni zamanda..
Evin Hocam (İlyasoğlu) Leyla Gencer'in dünyanın dört bir yanında başrole çıkmış operalardan seçilmiş aryalarla onu anmayı planlamıştı.
Piyanist Tulio Gagliardo eşliğinde soprano Çiğdem Soyarslan ve bariton Cengiz Sayın söylediler..
Çiğdem, 2006 yılında Viyana Operası'na gitti. Gidiş o gidiş. Şimdi Avrupa'nın paylaşamadığı bir yıldız, Leyla gibi..
Niye paylaşamadıklarını da hele Verdi'nin La Traviata Operasından Violetta'nın "Sempre Libera" aryasını dinlerken anladık..
Yani olmaz böyle şey!. Bu nasıl şurup gibi akan, nasıl zirvelere yükselen, nasıl nüanslarla dolu bir sestir!.
İzmir Devlet Operası sanatçısı olduğu için pek fazla izleme şansımızın olmadığı Cengiz Sayın da hem sesi, hem aktörlüğüyle harika bir bariton.. Onu izlemek için bir İzmir yapmaya değer.. Bir Giyom Tel aryası okudu ki!.
Kapanıştaki Sevil Berberi operasından Rosina ve Figaro'nun düetleri müthiş kere müthişti..
Ah Cengiz.. O Sevil Berberi'nden okuyorsun madem, Cavatin'i okusuna.. Hem de Türkçe'sini okusana, yıkılsın Boğaziçi Üniversitesi'nin tarihi salonu..
Ah bu sanatçılarımızın popüler olandan kaçış merakları..
Harika bir gece geçirdik, Leyla Gencer'i anarken..
Hem de nasıl harika..
Yaşasın Benim Boğaziçim ve Evin Hocam!.
Gecenin son güzelliği Evin Hocamın imzasını taşıyordu.
Sanatçılara çiçek yerine birer kitap armağan edildi.
Evin Hocamın yazdığı, yeni basılan kitap
"Ben Leyla Gencer / La Diva Turca"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA