Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Spor.. Siyaset.. ve Sosyal Yaşam!.

Işıklar içinde yatsın, sevgili Kenan Onuk, Haşmet'le (Babaoğlu) beni davet edip NTV'de 90 Dakika'yı başlatmıştı.. Tam 14 sene yapmıştık.. Çok tutmuştu program..
Neden?. Çünkü futbol değildi sadece konuştuklarımız.. Futbol üzerinden, yaşamı konuşuyorduk.
Mesela..
"Hücum futbolu" diye ısrarla üzerinde durduğumuz, bastırdığımız şey, sadece futbol değil, yaşam felsefesiydi aslında.. Futbolu yaşama, yaşamı futbola örnekleyen 90 Dakika öyle sevildi ki, bir gün "Bir program daha yapalım.. Orada da yaşamı konuşalım" dedik..
NTV "En popüler programıma rakip yaratmam" dedi..
Bizim guruba açtık. atv'nin başında Fatih Edipoğlu var.
"Harika" dedi anında.. "Size görüntü malzemesi sağlar..
Belgeselci Nebil Özgentürk'ü de alın aranıza" dedi.
"Yaşamdan Dakikalar" öyle başladı. Nebil tarafından yok edilene kadar da sürdü.. Hala çevirip soruyorlar "Ne zaman, nerde" diye..
FİFA Başkanı Infantino ülkemizdeydi geçen hafta.. Çok önemli şeyler söyledi, ama bizim medya öyle şeylerle uğraşmaz..
Varsa yoksa, Fener, Galatasaray, Beşiktaş..
Oysa hem de bu üçü için konuştu aslında dünya futbolunun bir numarası..
"Alt yapıya önem verin.. Kendi oyuncularınızı yetiştirin.. Onlar renklerini benimserler" dedi..
"Onlar renklerini benimserler.." "Onlar" yani kendi çocukların..
14 yabancıya izin veren ve Türkiye'yi "ucuz yabancılar çöplüğüne döndüren" Yıldırım Demirören medyası, sahaya 11 yabancı ile çıkmak için elinden geleni yapanları incitmekten ödü patlayan ötekiler, bu lafı manşet yaparlar, yorumlarlar mı?.
Güçleri yetmez!. İşlerine gelmez..
Eee!. Ekmek parası sonunda..
Oysa atalarımız bin yıldır söyleye gelmiş.. "El, elin eşeğini türkü çağırarak arar!." Gel hayata..
Yıllar yıllar önce tanıştığımızda Menderes Türel'in yaşam kalitesine bakmıştım..
Tam bir spor, sanat ve kültür adamı.
Üst düzey ekonomik seviyede bir hayat düzeyi var..
"Nereden girdin siyasete" dedim..
"Ben Antalya çocuğuyum..
Antalya delisiyim...
Bu güzel kentime hizmet etmek, katkıda bulunabilmek için her şeyi terk ettim" dedi.. Orada neler yaptığını ve yapmaya devam ettiğini biliyoruz..
40 yıldır Beşiktaşlıyım.. Yıllar önce, bir pazar günü Arnavutköy'de buluşacağız arkadaşlarla, kahvaltı için.
Ama hava öyle kötü ki, sözüm olmasa evden çıkmam.. Nasıl bir yağmur, nasıl bir fırtına..
Arnavutköy'ün o daracık yokuş sokaklarından birinden iniyoruz ki, yolun kenarında kaldırımları onaran işçiler ve başlarında, kafası kukuletalı muşamba ve diz boyu çizmeler giymiş biri.. Hayır, ustabaşı değil..
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal!.
Beşiktaş'ın çocuğu, orda doğmuş büyümüş İsmail Ünal!. Öyle olunca pazar sabahı ailesi ile keyif yapmıyor, gidip sırılsıklam kaldırım döşüyor işte, pazartesi işe gidecek Beşiktaşlılar rahat yürüsün diye..
Bunları niye anlattım, anladınız tabii..
Ofisimin karşısında "Başka Beşiktaş yok" diye afiş var.. O afişi asan Beşiktaş'ın "B" sini yaşamamış biri..
"Hangi güzelliğini, hangi efsanesini bilir ki, korusun?. Hangi eksiğini, ihtiyacını bilir ki, gidersin, tamamlasın?. İçi ne kadar Beşiktaşlı ki, dışı olsun" diye düşünüyorsam, haksız mıyım?.
İşte Mustafa Sarıgül'ün adamı olduğu için geçen dönem onun tarafından tayin edilen Başkan (!) ne yaptı Beşiktaş'a.. Yaptığı olanları da öldürmek oldu.. Adı bin dedikoduya karıştı.. Sonunda görevden alındı.. Tanıdığım her Beşiktaşlı "İyi oldu" dedi..
Yahu ders alsana..
Hayır!.
Geçen defa Sarıgül tayin etmişti..
Bu defa Kılıçdaroğlu bizzat atadı, Beşiktaş adayını!.
Peki Sarıgül nerde şimdi?. CHP olmadı, DSP'de..
Bunların derdi, Türkiye, İstanbul, Şişli, Beşiktaş değil.
Bunların derdi "Baş olmak!." Ne başı, neyin başı olmak önemli değil.. Baş ol, baş kal, gerisi fasarya..
Sonra bana "Siyasetten niye nefret ediyorsun" diye soruyorlar..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA