Yıl 1986.. Meksika City'nin 220 bin kişilik Aztek Stadı'nda, öğlen 12.00'de ve sıcaklık gölgede 55 derece iken, Almanya- Arjantin Dünya Kupası final maçını izliyoruz..
Niye gece değil, güneş tam tepede olduğu için gölgenin bile düşmediği en sıcak saatte..
Avrupa halkı, mesela Türkler, rahat rahat seyretsinler diye.. Saat farkı öyle gerektiriyor..
Şimdi Galatasaray'da ve Beşiktaş'ta birer Japon yıldız var ya.. Japonlar, "Mayıs'taki derbiyi öğleden sonra oynatın ki, biz de izleyebilelim" demişler.. Güzel bir hoşluk.. Hem de başta Cengiz (Semercioğlu) ve ben, bazı maçların İngiltere'de olduğu gibi gündüz oynanmasını isteriz ya..
İşte özlediğimiz gündüz maçı.. Üstelik şimdiden planlanırsa, hem stadın içine, hem de maçın önüne, arkasına, ortasına, tıpkı Süper Bowl gibi çok pahalı reklam alma şansı var, o yığınla dev Japon firmasından..
Ama bakar mısınız, Cengiz kardeşim tam "İşte fırsat" diyeceğine nasıl milliyetçi, hatta ırkçı bir yaklaşımda bulunmuş..
"Biz nasıl Türklerin oynadığı İspanya maçlarını gece yarısı 24.00'lerde izliyorsak, Japonlar da kalkar, Galatasaray- Beşiktaş maçını gece yarısı 02.00'de izlerler.."
Ah Sezar ah!.
Bugün yaşasan Cengiz'e ne derdin?.