"Konu Fenerbahçe olunca gerisi teferruattır" demiş, güya büyük laf etmek için.. Aslında Fener krizde..
Yeni Hoca için ortam hazır. Taraftar da onun adıyla baskı yapıyor ya.. O da taraftara zarf atıyor..
Yani Fener'e nasıl tapıyorsa artık.. Onu anlatmak istiyor.. İstiyor da lafın derinini düşünmüyor..
Konu Fener tamam da, kendisi ne oluyor o zaman?.
"Teferruat!.." Fenerbahçe Başkan Vekili ile görüşmelerini sürdüren Ersun Yanal ile, ben çarşamba sabahı bu satırları yazarken henüz bir anlaşma yapılmamıştı. Kulislerden sızanlara göre, "Bay Teferruat, 'Söz konusu Fenerbahçe olunca' dediği kulübe gelmek için şart üstüne şart sürüyor.
Bunların başında da, Başkan Ali Koç'a "Tükürdüğünü yalatmak" anlamına gelen "Tüm 'kadrodışı'ların affedilmesi" var.
Benim fikrim mi?.
Ali Koç, "Yeni Fenerbahçe" diye yola çıkıp "Yeni Fenerbahçe" isteyenlerin Aziz Yıldırım'ı dörde katlayan oylarıyla müthiş bir kongre zaferi kazanıp başa geldi. Ve orda, kibarlık uğruna en büyük hatasını yaptı.
Eski dönem ve eski Başkan Aziz hakkında konuşmayı yasakladı.
Oysa tam tersini yapmalı, nasıl, hem de nasıl bir mali enkaz, nasıl, hem de nasıl tefessüh etmiş bir futbol takımı ve yönetimi devraldığını belgeleriyle ortaya koymalı, Yeni Fenerbahçe'nin bir sihirbaz hokus pokusu ile değil, sabırla, mali durumdan başlayarak, batağa saplanmış tüm işleri adım adım düzelterek gerçekleşebileceğini anlatmalıydı.
Futbol takımı için baştan aldığı karar doğruydu. Arsenal ve İngiliz Futbol Federasyonunda büyük başarıları olan, Arsen Wenger'i nerdeyse hiçten bulup Arsenal'in başında efsane olmasını sağlayan Comolli sportif direktör olarak doğru seçimdi.
Comolli, Fener'e efsane futbolculardan Cocu'yu hoca olarak seçti. Eldeki sıfırdan da beter imkânlarla, ne bulabildiyse transferler yaptı.
Daha lig başlamadan saldırılar da başladı. Medyadaki Azizciler hâlâ yerlerindeydiler çünkü.. Cocu da art arda yaptığı hatalarla, onlara bol fırsat verdi ve bugünlere gelindi.
Koç ve Comolli, bildiğim kadarıyla, Arsen Wenger'in peşindeydiler. Arsen kendisini artık emekli etmişti ama onda büyük hakkı olan Comolli ikna edebilir ve Fenerbahçe bir "Derwall" devri yaşayabilirdi.
B planı olarak da Abdullah Avcı ile temasa geçildi. Hatta, gelecek sezon olarak anlaşma da yapıldığını fısıldadılar bana. Taraftar bu arada "Ersun.. Ersun" diye haykırıp duruyordu. Onları da susturmak için Başkan Vekili, Ersun'la görüştü, ama Ersun hiç beklenmedik bir şey yaptı. Ali Koç'u anlaşmaya zorlamak için bu gizli görüşmeyi açıkladı.
Planı, olursa şimdi Wenger'i olmazsa, seneye Avcı'yı getirmek olan Koç, Ersun'un açıklaması ile müşkül duruma düştü.
Comolli Wenger'i ikna edemedi.
Avcı'nın hem de bugün, bu ortamda Başakşehir'i bırakması söz konusu olamazdı.
İfşaatıyla Koç'u köşeye sıkıştıran Bay Teferruat "Fırsat bu fırsat" deyip şartlarını dökmeye başladı..
"En az 1.5 yıllık anlaşma..
Tüm kadrodışıların affı.. Ocakta Emre Belözoğlu'nun tranferi" gibi hepsi "Teferruat (!)" koşullar ileri sürdü.
Ali Koç henüz bitmiş değil.
Ersun Yanal'ı getirirse, bu kulübün kendisi değil, sosyal medya ve tribünler tarafından yönetildiğini kabul eder.
Ersun'un koşullarını kabul ederse, o zaman da, tükürdüğü her şeyi yalamış olur ve asıl o zaman biter!..
O zaman, hani Aziz Nesin'in ünlü, ağa ile arabacısı öyküsüne döner her şey ve Ali Koç'a oy veren Fenerbahçe üyesi, sorar Koç'a..
"O zaman Başkan, biz bu boku niye yedik?."