Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bin teşekkür Şarık Ağabey!..

Bu ülkede Özel Teşebbüs'ü "Teşebbüs" haline getiren birinci kuşak çok yakın ahbabım, dostlarımdı..
Vehbi Bey (Koç).. Sakıp Ağam (Sabancı).. Nejat Bey (Eczacıbaşı)..
Ve de Şarık Ağabey (Tara)..
Dördünün de harika ortak yanı vardı..
"Halktan kazandıklarının bir bölümünü halka vermek.." Sporu desteklediler..
Sanatı desteklediler..
Kültürü desteklediler..
Sponsor gibi para vererek değil.. Bizzat içinde olarak..
Paylaşarak.. Yaşayarak.. Zevk alarak..
Bir yanda devasa bir patron, öte yanda genç gazeteci değildi ilişkilerimiz.. Ağabey/ Kardeş gibiydik.. Öyle içten, öyle yakınlardı..
Çarşamba akşamı Enka'daydım.. Şarık Ağabey'in spor ve kültür ve sanata yardım etmek için kurduğu, tek kuruş kâr gözetmeyen, milyarlık Enka Kültür ve Sanat Tesisleri içindeki kapalı oditoryumda.
Orada en arka sıradadır yerim.. Hele konserlerde ön sıraları hiç sevmem. Müzik en iyi arkalardan dinlenir.. İkincisi.. Serde gazetecilik var. Sadece sahneyi değil, salonu da görmek lazım.. İnsanlar neye tepki veriyorlar?. Nasıl?. Kalkıp giden oluyor mu?. Ya da toplu gidişler başlıyor mu?. Bir konseri yazmak için bunları görmek gerek. O da en önden olmaz..
Hep söylerim..
"Ön sıra görülmek isteyenler içindir.
Görmek isteyenler gerilerde otururlar." Kerem Görsev, müzik dünyasındaki en sevdiğim dostlarımdandır..
Muhteşem bir gece yaşattı bize, arkadaşlarıyla birlikte..
Çalar ve söylerken sahnede ne kadar neşeli olduklarını öyle güzel görüyordum ki.. Neşe, bulaşıcıdır. Onlar eğlenince, sen de eğleniyorsun..
Onlara bakarken, Şarık Ağabey geldi aklıma ilk..
O olmasa bu geceyi yaşama şansımız hemen hemen yoktu!.
Kerem ve arkadaşları popüler bir müzik yapmıyorlardı.. Bu ülkede Caz!..
En derin müzik türlerindendir. Klasik müziğe benzer.. Tutkulu olanlar izler genelde..
Bu yüzden her gece bir yerde rastlayamazsınız onlara.. Ancak kâr amacı gütmeyen salonlar sağlar buluşmamızı..
Şarık Ağabey'in, yazın açık, kışın kapalı oditoryumları bizi hep bu "Enderler"le buluşturuyor işte, yıllardır..
Sanatçıyı da mutlu ediyor, bizi de..
Onu nasıl hatırlamam?. Nasıl anmam?.
Nurlar içinde yat, benim Muhteşem Ağabeyim!. Her Enka'ya gidişimde Şarık Ağabeyle buluşur gibi oluyor, onun aramızda oturduğunu hissediyorum, zaten.
Ercan Arıklı'yı hatırlattı Kerem bana..
2003 Yazı.. Fethiye Hillside kulüpte bir gece.. Nasıl bir mehtap.. Tepemizde dolunay. Çok iyi hatırlıyorum.. Çünkü sahile vuran dalgaların hışırtısına piyanosu ile eşlik eden Kerem Görsev, cazın en ünlü "Ay/ Moon" parçalarını arka arkaya çalıyor. Fly me to the moon'dan, Moonriver'a..
Nasıl bir rüya gecesiydi..
O gecenin Sevgili dostum, can kardeşim Ercan Arıklı ile son eğlencemiz olduğunu nerden bileyim?.
Döndük.. Üç gün sonra o uğursuz kaza..
O gece arkadaşları Ferit Odman (Davul) ve Kağan Yıldız (Bas) ile sahnede göründüğü an'da, 1970'li yıllara döndürdü beni.. Çankaya'da yokuşun en ucunda, benim Basın Tepe'deki eve yakın, Amerikan Subay Kulübü vardı. Holly ile yeni yeni flört ediyoruz. Cumartesi geceleri oraya giderdik. Erol Pekcan (Davul), Nejat Cendeli (Piyano) ve Selçuk Sun (Bas) üçlüsü dinletti cazı bana ilk..
Gel de hatırlama..
Bir yanda anılar.. Bir yanda Kerem'in fevkalade akıllı seçtiği repertuar..
Cazın herkes tarafından kolay dinlenen en ünlü, en popüler eserlerini sıraladı, sıraladı, başlangıçta.. Sonra kısa bir parça çalıp anons etti.
"Ferit'le ben, Japon Mutfağını çok severiz. Bu son parça benim bir Japon yemeği üzerine yaptığım bestemdi.
Şimdi de size ünlü İtalyan tatlısı Tiramisu üzerine bestemi sunuyorum." Tiramisu'yu hem de ne lezzetle içimize attıktan sonra, Elif Çağlar'ı çağırdı sahneye Kerem.. Afrika'dan doğan cazı afro saçlarla söyleyen dünya tatlısı bir genç kız..
Önce tiramisu.. Üstüne bu tatlı!.
İlahi Kerem, Hıncal ağbinin şeker hastası olduğunu bilmiyor musun?. İki tatlı üst üste olur mu?.
Elif, Şarlo'nun Modern Zamanlar filmindeki Smile şarkısıyla girdi.. Sonra benim en sevdiğim film şarkısı Oz Büyücüsü'nden Somewhere over the rainbow!.
Bittim.. Tüm salon da bitti!. Nasıl coşku. Nasıl alkış.. Nasıl bis üstüne bis!.
Elif müthiş, ama ne müthiş bir caz solisti. Aksanı, Amerika'da doğmuş büyümüş gibi.. Orda kalmış ve eğitim görmüş zaten. Kulak da böyle olunca..
Bu kız dünya çapında, abartmıyorum..
Şarık Ağabeyim, Kerem Kardeşim benim!..
Bana nasıl anılarla dolu, nasıl unutulmaz bir gece yaşattınız!.
Mutluluk tespihime nasıl bir inci tanesi daha eklediniz!.
Minnet!.. Şükran!.. Teşekkür!..
Benim canım ülkemdeki bu güzellikleri biri yazmalı.. Yazan hep ben oluyorum..
Ne mutlu bana!.

***
4 Aralık'ta Enka'da Burçin Büke (Piyano) ve Güvenç Dağüstün (Tenor) var. Chopin'den Aşık Veysel'e, ondan İlhan Şeşen'e parçalarla harika bir "Kalite Gecesi" daha..
Biletler, Biletix!..
Buluşalım mı?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA