Efendim ünlü meseldir.
Çocukken bir kış akşamı gürül gürül yanan odun sobasının başında ailecek toplanmış, kestaneleri çevirirken, babam anlatmıştı.
Geçenlerde bir yerde okudum gene..
Bir zamanlar bir padişahın çok sevdiği bir atı varmış. Öyle böyle değilmiş sevgisi ki sonunda tellallar bağırtmış "Atıma kim konuşma öğretirse, onu servete boğacağım" diye.. Ancak "Gönüllü olanlar, başaramazlarsa, boyunlarını vurduracağım" diye de eklemiş fermana..
Bu işe birtakım hevesliler ve de tahmin ettiğiniz gibi kelleleri gitmiş.
Derken bir gün, gerçekten ülkenin en fukara adamlarından biri, padişahın huzuruna çıkmış ve "Ben öğretirim.. Yalnız şu var..
"İnsanların konuşma öğrenmeleri bile yıllar sürüyor. Sizinki at. Öğrenmesi için, en az altı yıl gerekir.
Öğretemezsem altı yılda boynumun vurulmasına razıyım." Teklif padişahın aklına yatmış. "Git, aileni al da gel" demiş.
"Size sarayımda bir daire vereceğim. Atım zaten orda. Derslere hemen başlarsın." Adamcağız sevinçle evine gitmiş ve "Toparlan Hanım" demiş.
"Saraya taşınıyoruz." "Neden" diye sorunca kadın, adam padişahla konuşmasını anlatmış.
Karısı "Bey" demiş.. "Delirdin mi sen.. Kaç kişinin kellesi gitti.. At konuşur mu?." Adam gülmüş.
"Hanım" demiş, "Yaşadığımız sefaleti görüyorsun. Ne ocak yanıyor, ne tencere kaynıyor. Sarayda ekmek elden su gölden yaşayacağız.
Önümüzde beyler gibi yaşayacağımız altı yıl var.
Ötesini de merak etme.. Bu altı yıl içinde, ya at öle, ya padişah öle, ya biz ölek.." Şimdi bu eski meseli niye yazdım!.
Efendim Türk futbolunun padişahı, Beşiktaş'ı batırdıktan, UEFA'ya sahte evrak göndermekten bir de ceza almasına sebep olan Yıldırım Demirören Efendi, ödül olarak Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'na seçildi ya.
Sonra da yıllar önce ülkeme hakaret eden "Burası Çavuşescu'nun Romanyasına döndü" diyen adamı, ayağına kadar giderek ikna(!) ederek milli takımın başına getirdi ya..
İşte o Yıldırım Padişah'ın Luce'si Türk Milli Takımına tarihinin en kötü dönemini yaşatıyor ya..
Dandik İsveç ve Rusya ile eşleşip sonuncu yaptı da, A ligine yükselmeyi beklerken C ligine düşürdü ya..
Bizim medya Luce'yi ezelden beri pek sever. Üç büyükler, milli takım dahil, kime hoca lazım olsa, hemen Luceci muhabir ve şefler zarf atarlar..
"Luce geliyor." O yüzden bizim, zaten, dörtte üçü Yıldırım'ın şahsi gazetesi olan medya değil, Rus medyası yazdı, Luce rezilliğini..
Rus Spor gazetesi Championat yazarı Romanov eleştirdi İsveç maçımızı.. "Lucescu'nun aptalca oynattığı futboldan sonra Türklerin gol bulma şansı yoktu ve bulamadılar. Lucescu bu berbat sonuçların ardından muhtemelen Zenit'ten sonra Türkiye'den de kovulacak" diye yazdı..
Luce, Rus Zenit'te kısa bir süre çalışıp, kovulmuş ve aylarca boş oturmuştu, Türk medyasının gazı ile Galatasaray ve Federasyon peşine düşene, ayağına gidene kadar.
O şeyi boncuklu Luce'nin oynattığı futbol için Rus medyası ise "Aptalca" diyor.
Peki Luce ne diyor?.
"Yaşlılarla bu iş olmaz.
Ben takımı gençleştirdim.
Sonuç almak sabır ister.." Ne kadar sabredeceğiz..
Eee!..
Kolay iş değil, Milli Takıma yeni kuşak yetiştirip sonuç almak. En az altı yıl!.
Luce, 73 yaşındaki Luce.. Rusya'dan kovulup aylarca iş bulamayan Luce, Türk Milli Takımının başında milyonla Eurolar almaya devam edecek..
Eee!.. Altı yıla da kim öle, kim kala!..
İşte Yıldırım Padişah'ın Türk Milli Takımını getirdiği yer burası..