Bunca haber kanalımız var, hepsi karbon kopya.. Meşrepleri farklı o kadar..
Hepsini izlemiyorum tabii. "Ne var ne yok" merakımdan önümde biri açık, evde işte, o kadar.. Kırmızı yazı olunca okuyorum, o kadar.
O zaman nasıl biliyorum, ayni olduklarını..
Ara sıra deniyorum. Biri canlı yayın, hepsi ayni canlı yayın. Biri kırmızı alt yazı..
Hepsi ayni kırmızı alt yazı..
Biri farklı bir şey yapsa, ben de duyarım, millet de.. Var mı duyan?.
Dün Yavuz Kardeşimin (Donat) köşesinde okudum. Mersin'de Narenciye Festivali yapılıyormuş..
Narenciye'den yapılmış dev kaplan, kuş, fil, aklınıza ne gelirse arabaların üzerinde.
Çocukluğumuzun bahar ve çiçek bayramı kortejleri gibi. Tam 26 ülkeden konuk ekipler..
Dans, müzik, tiyatro ekipleri de kortejde..
Gün boyu dolaşmışlar Mersin Caddelerini.
Yahu bu kortej için "Seyretmem" diyen tek kişi var mı içinizde..
Bir yığın "Dedim.. Dedi" haberi yapan arasında, bu korteji canlı yayınlayan, bir tek Mersin Narenciye Festivali'ne yoğunlaşan kanal olsa, fark yaratmaz mı?.
Yahu bu ülkede insanlar bir gün susma kararı alsalar, haber kanalları susar.. Öyle "Konuşma" habercisiyiz. Oysa ülkemizde ne güzel, ne meraklı, ne heyecanlı şeyler oluyor, naklen yayınlayacak, olmadı akşam saatinde zaman ayırıp, bol görüntü, az konuşmalı program yayınlayacak..
Gündüz bir nutka bağlan, gece etrafına ne diyecekleri belli beş kişi topla, o nutukların yorumunu yap. Oldu Haber Kanalı!.
Yahu, Türkiye iki muhteşem projeyi gerçekleştirdi son günlerde..
İstanbul Hava Meydanı ve Türk Akımı..
Bunlar ülkemiz insanına neler getirecek?.
Sokaktaki adam bunlardan ne yarar görecek bilen var mı?.
Bu iki proje, iki gerçekleşen proje ülkemiz insanının ekonomik ve sosyal yaşamını nasıl değiştirecek birimiz öğrendik mi, bu iki olayla ilgili saatlerce yayın yapan kanallardan?.
Hayır..
Çünkü hiç ama hiç biri, "Bugün herkes bu olayı verecek. Ben de vereceğim. O zaman nasıl fark yaratırım" diye düşünmedi.
Gazeteci haberi bulan değil, "Basın toplantısında fark yaratabilen" adamdır!.
Haber Kanalcılığı da "Gazeteci"nin işidir!.