Dün Yakından Kumanda köşemizde sevgili Yüksel Aytuğ yazıyordu..
Türkiye'de her yıl 26 milyon ton yiyecek çöpe atılıyormuş. Yani adam başı 350 kilo falan. Yaninin yanisi.. Adam başı günde 1 kilo yemek çöpe gidiyor..
Soruyorum.. En zengin evleri dahil, günde 1 kilo yiyen, yiyebilen insan var mıdır dünyada.. Yani sadece yiyecek çöplerimiz bu ülkede tüm insanları her ama her gün tıka basa doyurur.
Yüksel'i okurken, 1976'da Holly ile gittiğimiz Kemer'deki İtalyan Tatil Köyü aklıma geldi. Açık büfeydi yemekler ve ödediğimiz fiyata dahildi.
Köyün ahçıbaşısı ile ahbap olduk. Bir gün "Hıncal Bey bilir misiniz, sadece burada her gün çöpe atılan yiyeceklerle şu dağdaki bütün köyler doyar" demişti.
Kahvaltıda tereyağını kalıbı ile alıp masasına götüren, sonra bıçağını sürmeden çöpe atanları her sabah gördüğüm için adamın doğru söylediğini biliyordum. Şimdi Antalya sahillerinde Fethiye'den Alanya'ya yığınla "Herşey dahil" tesisi var.
Sadece o sahilde çöpe gidenler, inanın bu 26 milyon tonun yarısıdır.
Sevgili Yüksel'e kolay bir tavsiyem var.
Sabah gazetesi, İkitelli'den taşındığımızdan bu yana yok olan ortak restoranımızı yeniden kurdu nihayet. Odalarımıza hapsolmaktan kurtulduk.
Meslektaşlarımızla sadece asansörde yüz yüze gelmenin yerini, o şirin restoranda buluşmalar aldı. Bir "Sabah Takımı" olma yolunda 18 yıl sonra nihayet bir adım atıldı. Başka randevum olmadıkça, orada yiyorum, Yüksel..
Sen de bir gün git.. Yemekten sonra herkes tepsisini çöp dolabındaki raflara bırakıyor. O çöp tepsilerinde kalan yemek artıklarına bir bak Yüksel.. Sadece ama sadece onlarla Beşiktaş'ta kaç aile doyar?.
Nasıl yediğimiz, yemediğimiz şeylerle dolduruyoruz o tepsileri.. Sonra nasıl bir çatal dokundurup atıyoruz..
Sorunu çözmeniz, israfı önlemenin bir çaresi var Yüksel..
Hani kafeteryalarda, tepsiyi doldurup çıkarken kasanın önünden geçeriz. Kasiyer aldıklarımızı yazar, sonunda hesabımızı çıkarır ve öderiz ya..
Hele böyle "Ne alırsan bedava" sistemlerde, o yazarkasayı başa değil, tepsiyi çöpe götürür çıktığın kapıya koyacaksın. Kasiyer tepside kalan, yani dökülecek yiyeceklerin hesabını yazacak ve ne yemediysen onların parasını alacak.
Yani aç gözlülüğünün ve de doymaz gözünün bedelini ödeyeceksin, sadece..
Bak bakalım o zaman tabaklarda tek pirinç tanesi artıyor, kalıyor ve dökülüyor mu?.