Bülent, Antalyaspor Hocası, Bülent Korkmaz.. Rıza da, Konyaspor'un.. Rıza Çalımbay..
İkisi de geçen hafta kalplerindeki takımlarla karşı karşıya geldiler. İkisinde de gönülleri, profesyonelliklerini bastırdı.
Bülent, çok rahat kazanabileceği maçı, bir de kaybetti. Rıza, Şenol'un da yardımıyla hiç değilse yenilmedi.
Şimdi bakın.. Antalyaspor, hem de kendi sahasında ve kendi çılgın seyircisi önünde Galatasaray'la oynuyor. Kazanırsa, haftayı lider bitirecek. Antalyaspor süper ligin lideri olacak yani..
Hangi ama hangi hoca, bu maçı tek puan için oynar?. Hangi hoca, kapanır, çekilir, durmadan vakti ve futbolu öldürür?.
Galatasaray bu maçla şampiyon olsaydı mesela, sanırım Bülent'in antrenörlük kariyeri biterdi. Çünkü kimseye anlatamazdı, bu maçın temiz olduğunu..
"Korkmaz" soyadını tüm futbol yaşamına altın çivilerle çakan, çok da sevdiğim Bülent'i sadece sosyal değil, tüm medya yıkardı..
Öylesine anlamsız, öylesine amaçsız, öylesine "Korkak" oynadı Antalya!.
Bülent'in maçı nasıl hediye ettiğine dair tek kelime yazmayan Türk spor medyası (Hatta "Yenildi ama iyi mücadele etti" diyenler bile vardı), Galatasaray'ın bu ikram 3 puanı için Fatih Terim Hocama efsaneler yazdılar, iyi mi?.
Satranç gibi oynamış maçı da.. Dahiyane kararlar almış da..
Hocamın kendisi de maçtan sonra "Böyle oynasınlar yenilsinler.. Öyle hırslıydılar ki" dedi.. Buyrun bakalım..
Fatih Hocam, o dediğin laf Porto için geçerliydi. Antalya önünde "Hırs"ın "H"si, "Futbol"un "F"si yoktu.
Hırslı oyuncuları kenarda bırakıp, ruhsuz, egoist, kendilerine oynayan "Paralı askerler"le oynadığın sürece de olmaz..
O rezil Belhanda inadını anlamam mümkün değil.. Bu her maç saçma sapan oynayan, her maç gezinen ve her maç hiçbir işe yaramayan adamda hangi cevher var da, başta benim gibi bir futbol gerzeği, milyonlar anlamıyor da, sen onu hala ısrarla, inatla, maç kaybetme pahasına kazanmaya uğraşıyorsun?. Neyi kanıtlamaya çalışıyorsun Hocam?. Neyi ve Kime?.
Anlat.. Ben dangalağın tekiyim ama, öğrenmeye meraklıyım.. Bu vazgeçemediğin, Gomis'i üç otuz paraya satarken, elde tutmak için başkanla türlü çeşitli cambazlık yaptığınız Belhanda ve Feghouli'de ne var?. Samimi olarak öğrenmek istiyorum..
Niye genç Yunus'u harcıyorsun?. Onu kazansana.. Celil'i bir maçta izledim.. On Belhanda ışığı vardı. Bir daha kadroya bile almadın.. Bunlara rakip olacakları gönderdin, ya da bitirdin. Yasin.. Tolga.. Selçuk!.
İlle Belhanda.. İlle Feghouli..
Açık söylüyorum Hocam.. Baba Gündüz (Kılıç) kanıma akıtmıştı sarı kırmızı renkleri.. 2000 yılında sen zirveye çıkardın, gönlümde.. Ama gene sen bu kahrolası Belhanda, Feghouli inadın yüzünden soğuttun beni Galatasaray'dan..
Yemin ederim, yendi, yenildi artık zerre umurumda değil..
Ne zaman sahaya takım için her şeyini ortaya koyan 11 çıkarırsın, o zaman belki, yeniden hisler kıpırdar içimde..
İşte benim medyamın yazdığı "Fatih Destanı" bu..
Antalya Hocası Bülent Korkmaz, Fatih'in yanında.. Maç boyu oyun öldüren Antalya, 1-0 yenik duruma düşünce, kalan 10 dakikada, Maicon ve Donk'u üçüncü ve dördüncü stoper diye geriye çekip, 8 kişiyle kapanan Galatasaray'ı nasıl dağıttı, gördük. Bunu maç boyu, hem de gol atmak için çıkan Galatasaray'a karşı yapsaydı sonuç ne olurdu acaba?.
Hakem Cüneyt Çakır, Fatih'in yanında.. Birinci dakikada Muslera'nın Antalyalı Maicon'a attığı tekme kırmızı. Dakka 1.. Galatasaray 10 kişi kalsa.. Maçın uzatma dakikalarında gene Muslera, gene Maicon'u bu defa devirdi. Penaltı.. Onu da çalmadı Cüneyt.. Tipik Cüneyt ve onun klasik eyyamları..
Buna rağmen, güç bela, hasbelkader, şans eseri bir galibiyet.. Haydi, sosyal medyadaki "Paralı askerler!."
Saldırın gene en utanmazca.. Zerre umurumda değilsiniz. Çünkü ben okumam. Aldırmam size..
Yani..
"Hala geberemeyen moruk" bildiğini, inandığını yazmaya devam edecek!.