Bir kaşık suda kopan fırtınaya bakın..
Türkiye Güzeli estetikliymiş..
Ne olacaktı?.
Bugün estetiksiz kadın bulmak için sokaklarda gündüz vakti el feneriyle dolaşmak lazım, Diyojen gibi..
En ünlü, en anlamlı yüzler, botokslar ve silikonlar yüzünden bakılmaz hale gelirken, o felaketi yaratanlar şöhretli kişiler diye sus pus olanlar, yepyeni bir genç kıza çullanıp, içlerini boşaltıyorlar gibi geliyor bana..
Ben, Güzellik Yarışmaları'nın nöbetçi jüri üyesiydim, yıllar yılı..
Bir yanımda, bir estetik cerrahi mucizesi Ajda Pekkan, öbür yanımda, dünya çapında estetik cerrahımız Onur Erol Hocam otururdu o masalarda..
Bu ne manaya gelir, bir düşünün hele..
Onlarca defa üyelik yaptım.
Hiçbirinde de "Bu kızda estetik var, yok" diye konuşulmadı. Öyle bir sorun, öyle bir kural yoktu ki..
Yaptıran yaptırır. Bana ne?.
Beğenmezsen oyunu başkasına verirsin..
Yarışmaları babasından (Nur içinde yatsın) devralan Can Sandıkçıoğlu, seçtiği güzelleri Uluslararası yarışmalara götürecek. Senin anladığını, Dünya Güzeli Yarışması'nda anlayacak jüri üyesi yok mu?.
Sen deha.. Âlem keriz yani, öyle mi?.
Can enayi mi kendini rezil edecek, kural dışı olduğunu bile bile, bir kızı alsın götürsün?.
Yahu daha dün, takma bacaklı kız, İtalya Üçüncü Güzeli olup ülkesini temsil hakkı kazandı. Hangi estetik?.
Takma yahu.. Takma!.
Biraz mantık.. Biraz izan, dostlarım!.