"Beşiktaş değil, "Boşiktaş" demiştim geçen hafta.. İler tutar tarafı olmadığı için..
Açık açık.. İsim vererek yazmıştım..
"Başkan, Hoca'dan nefret ediyor, Hoca başkandan" demiştim..
Şenol Güneş'i eleştirirken, lafımı hiç sakınmamış, hatalarını hele 90a'da çatır çatır anlatmıştım da kızanlar olmuştu.. "Bir takım iskeleti bile kuramadı yıllardır. O zaman başarı nasıl gelir" demiştim. Kurdu mu?. Şimdi Partizan ile Avrupa Ligi'ne kalma mücadelesi yapacak Beşiktaş iki gün sonra.. Bana takımı sayacak bir Babayiğit çıkar mı?.
Mesela Beşiktaş'ı elinde istatistikler ve sayfalar dolusu notlarla izleyen Sevgili Güven Taner kardeşim, bu gece 90a'a bir "Beşiktaş 11'i" (Şenol Güneş Beşiktaş'ı tabii) sayabilir mi?. Her maç beş kişi değiştirmeyi Rıdvan Dilmen gibi marifet sananlar var.
Galatasaray 1999- 2000 sezonunu hem de ağustostan mayısa üç günde bir maçla geçirdi. Hem ligi kazandı, hem Avrupa Ligi'ni..
Takımı sayayım mı, 20 sene sonra..
Taffarel- Ergün, Bülent, Popescu, Capone- Ümit, Suat, Okan, Hagi- Arif, Hakan.
Yedekler var tabii.. Sakatlar, cezalılar falan filan.. Ama sezonun genel kadrosu bu. Hani nerde Şenol'un Beşiktaş'ı..
"Bu Şenol sempati ve antipatilerine göre takım yapıyor.
Mesela Quaresma'dan nefret ediyor" dedim.. Etmiyor mu?.
Beşiktaş kendi sahasında yenilirken, hakem 7 uzatma dakikasını kaldırmışken, Q7'yi oyundan almanın adı cehalet mi, yoksa nefret mi, hadi karar verin.. Şenol karar versin..
Daha maçın ortasında takımın hem de kaptanını yuhalamaya başlayan seyirci ne peki?. O seyirci yüzünden Vagner Love'ı oyuna almaya cesaret edemiyor Şenol.
Alanya gibi takımda gol kralı olmuş adamı, takımı yenilirken, göz göre göre yenilirken oyuna alamıyor..
Pazar akşamı, başta Hakem, sonra Antalya Hocası Bülent Korkmaz, "Beşiktaş kazansın" diye ellerinden geleni yaptılar..
Hele o Bülent Korkmaz gibi neler yaşamış bir adamın 11 kişiyi kendi 18' i içine çekip rakip beklemeyi "Savunma sanması"nı anlamam mümkün değil..
Beşiktaş şut rekoru kırdı maçta.. Niye rakip kaleye 20 metre kalana kadar elini kolunu sallaya sallaya gelirsen, kendi altı pası etrafına yığılanlar yüzünden bomboş 32 orta yaparsan 30 tane şut da atarsın tabii.
Bülent dua etsin, kalecisine. Ne kurtarışlar yaptı.. Dua etsin Beşiktaş futbolcularına ne topları dışarı attılar..
Ve tabii dua etsin Şenol'a..
Yenmemek için çırpınan Şenol'a..
Antalya'ya sarı kart çıkarmak için nerdeyse bahane arayan hakem Halis Özkahya, Beşiktaş kalecisine kırmızı çıkarmamak için bariz faulü vermedi. Yüzüne sövenlere, el kol işareti yapanlara sırtını döndü.
Caner ve Quaresma en az üç kere atılmalıydı, oysa..
Beşiktaş bunca golü "Futbol oynadığı için" değil, Antalya Hocası, futboldan habersiz olduğundan kaçırdı. Şenol'un payı yok..
"Boş"iktaş'ın "Beşiktaş" olması, Fikret Orman'ın sırf kendi iktidarı için "Seçim" maddesi de eklediği, Tüzük Kongresi'nde..
O Kongre'de Beşiktaş, bu Başkan (!)dan da, bu Hoca (!)dan da kurtulmalı..