İnsanı mutlu eden mahcubiyet olur mu?. Oluyor işte..
Mikla'nın sahibi Cem Mirap dostum, Ulus Parkı'nda koşarken sokak köpeklerinin saldırısına uğramış, bacağını, hatta canını zor kurtarmıştı. Ben de haberin gazetelerde çıkmayışından şikâyetçi olmuş "Cem'in hayatının minnacık bir köpek yavrusu kadar değeri yok mu" demiştim.
Günaydın ekimiz Yayın Müdürü Sinan Özedincik Kardeşim 14 Haziran'da çıkan gazetesinin kupürünü Yasemin'e bırakmış..
Bakmamla utanmam bir oldu.
Bayram telaşı.. Evde konuklar.. Her gün elden geçirmem gereken 20 falan gazete..
Atlamışım meğer..
Ama bizim meslek mazeret kabul etmez.
Görevimiz özür bulmak değil, gazete yapmaktır...
O utanç içinde haberi okurken, göğsüm gururla dolmaya başladı. Bülent Cankurt kardeşim, dört dörtlük bir haber yapmıştı..
Öyle ajanstan apartma yeniden yazma falan değil, gerçekten imza atmaya layık bir özel ve güzel haber..
Bülent haberini yazmadan Cem'le konuşmuş.
İlk yardımı yapan özel ve kuduz aşısı olmaya gittiği devlet hastanesinden bilgiler alıp, onları da habere eklemiş..
Gazetemin hem de magazin ekinde böyle eksiksiz bir haber yayınlaması beni öyle mutlu etti ki, mahcubiyetimi unuttum. Mutlu oldum. Gazetem ve mesleğim adına mutlu oldum.
Benim de altını çizmek istediğim şeyler var.
Cem fevkalade bir hayvanseverdir.
Harika bir köpeği var. Evinin olduğu Ulus'ta sokak köpeklerini beslemesiyle de ünlüdür.
Cem'le konuştum. Beş, altı köpek saldırmış, parkta koşarken. Birisi dizinin arkasından ısırıp yere düşürmüş.
Ötekiler başına üşüşmüşler.
Etrafta başka koşanlar var, o saatte, yetişmişler.. Yetişmeseler, Maazallah!..
Cem hemen oradaki özel hastaneye gitmiş.
Dizinin arkasındaki ısırık yarasına 22 dikiş atmışlar.
İlk yardımı yapan doktor "Verilmiş sadakan varmış" demiş.. "Siyatik siniri burdan geçer.
O kopsa, hayat boyu dizden aşağısı felç olurdu. Orda bir de atar damar var. Oraya diş gelse, kan kaybından hatta buraya yetişemeyebilirdin" demiş.. Cem'i de derhal "Bir Devlet Hastanesi"ne yollamış.
Neden?. Kuduz aşısı özel hastanelerde bulunmaz da ondan. Çünkü Kuduz aşısı pahalıdır ve ömrü kısadır. Hemen tüketilmezse, bozulur ve atılması gerekir. Özeller bu masrafı göze almaz ve bulundurmazlar.
Gittiği devlet hastanesi Cem'e "Günde ortalama 25-30 kuduz aşısı vakası geliyor" demiş.
Cem aşılanmaya devam edecek.
Kuduz aşısı, 3, 5 ve 7 dozluk aşılanma ile tamamlanıyor çünkü..
Ben de araştırdım. Aşılanmada başarı kesin kurtuluş değil.. Bir defa aşıya, "0" yani ısırılma anına en yakın sürede başlamak lazım. Isırılma yeri başa ne kadar yakınsa, o kadar hızlı olmak gerekiyor. Her şey tamam olsa da, Kuduz aşısı yüzde 100 bağışıklık sağlamıyor.
Aşının türüne ve aşılanma vaktine göre, yüzde 85-90 arası şansınız var.
Türkiye'de yıllık kuduz şüpheli ısırık vakası 180 bin civarında..
Yılda kuduzdan ölüm sayısı 1-2!.