Aslında "Galatasaray" fazla.. "Bir muhabir arıyorum" demem lazımdı.. Elimde Fener'le sokaklara düşmüş bir resmimi basarak..
Bu ne ayıptır yahu.. Hem de transfer ayındayız. Tam gazetecilik yapılacak, tam fark yaratacak günler..
Dün öğleden sonra gene tam takım İstanbul gazetelerini elden geçirdim.. Hepsinde ama hepsinde Galatasaray sayfası var. Hepsinin manşetinde de Feghouli denen tüm camianın nerdeyse nefret ettiği adam manşet..
Feghouli kalacakmış. Türkiye'den de, Galatasaray'dan da memnunmuş.. Dahası Fatih Terim bu sezon onunla özel meşgul olacak, içindeki cevheri ortaya çıkaracakmış.
Bu "Yeni" Feghouli, Galatasaray'ın bu yılki en flaş transferi olacakmış..
Hepsindeki tek Galatasaray haberi bu..
Neden?. 3 otuz paraya abone oldukları ajanstan bir tek bu haber gelmiş de ondan.. Bazıları aynen dayamış. Bazıları zahmet edip biraz oynamışlar ajans bülteni ile. Terim'i falan katmışlar. Sallamışlar yani..
Bu ülkede Galatasaray'ı geçin, "Spor Muhabiri" kalmadığı için her transfer ayında, "Sallamalar" başlar.. Haber tarama ajansları vardı bir zamanlar.. Biri çıkıp tarasa ve açıklasa, Üç Büyükler bugüne dek kaçar kişi transfer ettiler, bizim Sallama Spor Medyası'na göre, şaşarsınız.. Galatasaray 50 kişi falan aldı sadece.
Akıllarına gelen herkesi yazıyorlar.. Menecerlere alet oluyor yazıyorlar.. Göbeklerinden bağlı oldukları kulüplere destek için yazıyorlar.. Yazıyor Allah yazıyorlar.. Çünkü bu ülkede desteksiz atmak serbest.. Bu ülkede yanlış yapmanın cezası yok. Otur masa başına, manşet haberi salla..
Hatta içinde haber olmasa bile salla..
Onu da gördüm dün.. Hem de spor sayfasını en ciddiye aldığım gazetelerden Türkiye'de.
Manşet haberi(!) aynen şöyle..
"Hani verdiğin sözler?."
Soru Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'e soruluyor. Manşete çıktığına göre önemli biri sormuş olmalı. Hayır!. Öyle biri yok. Soran Türkiye Gazetesi'nin kendisi.. Bir köşe yazarı köşesinde yazar sorar. Anlarım. Ama köşe yazısı değil. İmza da yok.. Yani soruyu soran Türkiye Gazetesi..
Başından sonuna Mustafa Cengiz'i yerden yere vuran bir yazı..
Var mı böyle şey, gazetecilikte?. Ekrem Özdamar'ın, Sadık Söztutan'ın devlerle yarışan geleneğinden gelinen nokta bu mu?.
Muhabir yok. Biri otursun haber de değil, köşe yazısı yazsın, onu imzasız manşete koy..
Ne kolay oldu spor sayfası yapmak yahu!. Masa topu oynar gibi buyrun "Masa Spor Sayfası!."
Bütün spor müdürlerine soruyorum. Hepsine.. İstisnasız?.
Transfer ayı başladığından bu yana "İşte" diye bir tek sayfanızı gösterin.. Bir tek sayfa ki "Farklı" olsun.. "Özel" olsun.. Ötekileri atlatan bir haber olsun.. Bir, tek bir sayfa, geçtik tek bir "Özel Haber" gösterebilenden özür dileyeceğim.