Bir yanda daha dün, nükleer bombaları başta Amerika dünyanın dört bir yanına atacak füzeleri deneyen Kim Jong Un.. Bir yanda, ne dediği, ne yapacağı bilinmeyen, Amerikan medyası tarafından yerden yere vurulan Donald Trump..
Dünyayı 3. Büyük Savaşa götürecekleri şüphesini milyonla beyine kazıyan iki "Sorumsuz" adam..
1950'li yıllardı.. Biz de dövüşmüştük Kore yarımadasında, ülkeyi bölen Kuzey Koreliler ve destekçileri Çinlilere karşı, Güney Kore'nin yanında, Amerikalılarla beraber..
Yarım asırdır diplomatik ilişkileri bile olmayan iki düşman ülkenin liderleri hem de nasıl sıcak ifadelerle yan yana oturuyorlardı, dün sabah televizyonu tıklattığımda..
Trump'la Kim Jong Un bir araya geliyor, gelebiliyorsa eğer, bilin ki "Barış" kazanır..
Barış hep kazanır!.
9 Eylül'de denize döktüğümüz Yunan Ordularına ülkemizi istila emri veren Venizelos, ayni Venizelos, kendisini yenen Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermedi mi?.
"Yurtta barış, cihanda barış" tüm insanlığın gönlünde yattığı için, sonunda "Barış" hep kazanır..
En keskin düşmanlar bile el sıkışır, kucaklaşır, yan yana oturur ve "Daha mutlu bir gelecek" için imzalar atarlar..
Güne "Barışın zaferi" ile başladım!.