Bu hafta pazar neşemiz, Los Angeles'tan gelen ve bana nefis bir "Şaka" kitabı getiren Safter Yılmaz kardeşimden..
İki ihtiyar dost, parkta karşılaşmışlar.. Biri sormuş..
"Yahu evleniyormuşsun.. Doğru mu?."
"Evet, evleniyorum.."
"Ben tanıyor muyum?.
"Hayır!."
"Güzel mi peki?."
"Yok canım.. Pek sayılmaz.."
"İyi yemek yapıyor mu?."
"Ne gezer!.."
"Peki seni biraz heyecanlandırıyor mu?.
"Yok canım.. Kilisenin rahibesi gibi.."
"O zaman niye onunla evlenmek istiyorsun birader?."
"Hâlâ araba kullanabiliyor!."