Fenerbahçe'nin 37. Başkanı Ali Koç, salı akşamı 20 bin kişinin toplandığı Saraçoğlu Stadında mazbatasını törenle aldı.
Törende önce Kongre Divan Başkanı Vefa Küçük ve altı arkadaşı çıktılar sahneye.
Sonra da Ali Koç başta, çeşitli kurullarda yer alan 71 kişi daha.. Töreni Fenerbahçe Tv yayınlıyordu. Bir yığın da onun görevlisi etrafta..
Tribünlerde de 20 bine yakın Fenerli..
..Ve bunların içinde Fenerbahçe'yi bilen, tanıyan, geçiniz o sabah yayınlanan gazeteleri, mesela, Fener'in yayın organı gibi çalışan Hürriyet'i okuyan tek kişi yoktu.
Ağır hüküm değil mi?.
Değil.. Fenerli okurlarım bana kızmasınlar, değil..
O gazetelerde Canel Konvur'u kaybettiğimiz yazıyordu..
Fener'in efsane Kadın Voleybol Takımı'nın, o Yenilmez Armada'nın hepsi birer efsane olan oyuncularının başında geliyordu Canel Konvur.. Ayten Salih vardı, Kıbrıslı.. Güneş Çapa vardı..
Hepsi nasıl arkadaşlarımdı benim.. Tam beş sene üst üste, hem de Galatasaray'ımı yenerek Türkiye, dört defa da İstanbul Şampiyonu olan Fener takımının hepsi kardeşim kadar yakın arkadaşlarımdı.
Canel biraz daha arkadaşımdı, çünkü ayni zamanda atletti. Türkiye Şampiyonu, milli atlet. Yüksek Atlama rekorlarına da el koymuştu o yıllarda..
Nasıl neşeli, nasıl yaşam dolu, arkadaş canlısı bir kızdı Canel!.
Spordan elini ayağını çekince gidip Bodrum'a yerleşmiş, kendini doğada inzivaya çekmişti.
Doğru dürüst haber bile olmadı bu "Vefasız" spor medyamızda.. Nasıl olsun..
Canel için Hürriyet'e verilen, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu imzalı "Ölüm İlanı"nda adı bile yanlış yazılmıştı. "Kanvur" diye.
Ama mazbata törenini bir saygı duruşu ile açan Vefa Küçük, "Bugün kaybettiğimiz en efsane Fenerlilerden Canel Konvur için de" diye bir cümle ekleyebilirdi.
Aslında o gün orada olan yüze yakın yönetici, 20 bine yakın taraftar, gene en az 100 Fenerbahçe muhabiri arasında gazete okuyan ve uyaran bir kişi çıksa, büyük ekrana Canel Konvur resmi bindirilir, hatta Fenerbahçe TV'nin (!) hazırladığı minik bir belgesel de yayınlanırdı..
Nerde?..