Mayıs sonuna kadar vaktiniz var ama, siz kaçırmayın mutlak gidin.. Pera Müzesi'nde harika bir sergi var.. İstanbul'un Deniz Hamamları..
La Bains de la Mer!. Hayır, Fransızcası değil.
Osmanlıcası aynen böyle.. Fransızlar yapmış ilk.
"Deniz Hamamı" koymuşlar adını, kendi dillerinde..
Biz de önce Fransızca açmışız, 1800'lü yılların sonunda..
Sonra Türkçeleştirmişiz..
Ben 1955'te ilk defa Moda Plajı'nda denize girdiğimde, oranın adı Moda Deniz Hamamları'ydı. Çoğul çünkü.. İki hamam yan yanaydı.. Erkekler Hamamı. Kadınlar Hamamı..
Niye, plaj değil, hele Beach hiç değil de "Hamam!." Çünkü ilk çıkışları hamam.. Mimar Sinan'ın hamamları var ya, kentin dört bir yanında. Millet deniz suyunun ve güneşin şifasından istifade etsin diye, deniz kenarına bir iskele kurmuşlar. İskelenin yanına da dört bir yanı ahşap çevrili, tavanı açık bir yapı oturtmuşlar.. Ortada minik bir deniz havuzu.
Dışardan görünmüyor yani.. Olmuş Deniz Hamamı..
Sabunu, sabunluğu, tellağı natırı ile hamam işte.
Ama denizde.
İşte o Deniz Hamamlarının tarihi fotoğraflarıyla başlıyor sergi.. İsmet Paşa'nın geleneksel Heybeliada "Çivileme"lerine kadar geliyor.
Hamamlar.. Kıyafetler.. Neler neler..
Bu kadar keyif alarak dolaştığım sergi çok az oldu. Pera Yönetmeni Özalp Birol kardeşimi yürekten kutluyor, bize sergiyi anlatarak gezdiren Hazal Kardeşime de teşekkür ediyorum.
İşte sergiyi gezenlere dağıtılan "Deniz Hamamı" notlarından iki alıntı size. O devirde yazıldığı dille.. Bilmediğiniz sözcük varsa, google elinizin altında, bi zahmet..