Sabah, otomatik açılan TRT Nağme Radyom uyandırdı beni..
"Neş'e gibi taşalım, engelleri aşalım,
Gel seninle sevgili biz de bayramlaşalım ;
Bayram gecesi..
Hoş geldin evimize şiir oldun dilimize bayram gecesi.."
Hatırladığım ilk 23 Nisanlar gözlerimin önüne geldi.. Fener alaylarıyla geceleri ayrı güzeldi, bir ucundan bir ucuna bayramı yaşayan Bandırmamız'da gündüzleri ayrı güzel..
Ben okula başlamamıştım daha.. Onun için ağbimi kıskanırdım, okula bayramlaşmaya gidecek, sonra şehir meydanındaki törende geçit resmine hem de trampet çalarak katılacak diye..
Günlerce bizim evin bahçesinde prova yaparlardı, okul trampet takımıyla..
"Tak tiki tik tak, tiki tiki tak" vuruşlarının provası.. Hepsini ayrı dizeler uydurmuşlar, ezberi kolay olsun diye..
Şef "Hasan ağa" derdi.. "Ulan Hasan a!.
Ulan Hasan a!. Danalar girdi bostana kovalasana" temposu başlardı.. "Sarı kız" dedi mi, "Saçları sarı sarı.. Gözleri mavi mavi" temposu..
70 yıldan aklımda kalmış..
Törenler, kırmızı beyaz bayraklar..
Benim boynumda bir sepet.. İçi kağıt Kızılay, Türk Hava Kurumu rozetleri dolu. Yanında iğneler. Yanında kumbara..
Herkesin göğsüne rozet verirdim, 5 yaşımda ve kumbarayı uzatırdım, Bayram yerinde.. Nasıl gururlanırdım, ertesi gün kumbarayı teslim ederken..
Törende büyükler 23 Nisan'ı anlatırlardı.
Cumhuriyetimizin temelinin atıldığı günü.. Sonra öğrenciler şiirler okurlardı..
23 Nisan'ı anlatan şiirler.. Onlara da imrenirdim.. Nasıl hayal kurardım, "Ben de büyüycem. Ben de o kürsüye çıkıcam.. Ben de şiir okuycam" diye..
İki gün sonra gelirdi gazeteler.. Ankara'da yapılan törenlerin resimleriyle.. Hele başkentteki şenlikler, gösteriler, törenler efsaneydi..
Nasıl hayal ederdim, Ankara'yı görmeyi..
Ama nasıl kasım kasım da kasılırdım..
"Benim" dediğim, sahiplendiğim en büyük varlığımdı Çocuk Bayramı.. Atam o çok özel, çok güzel günü, biz çocuklara armağan etmişti..
Büyüklere değil..
Senede bir gün "En büyük varlık" benim oluyordu işte.
Gazeteye gitmek için evden çıktım.. Yollar bomboş.. Normalde 35 dakikada geldiğim yol, beş dakika sürdü. Yollar boş.. İçeri girdim.
Dört asansör de beni bekliyor.. Asansörler boş.. Onuncu kat penceremden şehre bakıyorum.
Bir yığın gökdelen..
Birinde, bir tekinde bayrak asılı..
Binlerce pencere.. On tane bayrak ya var, ya yok!.
Bayramlar artık yaşanmaz oldu, on yıllardır!.