Sevgili Hande (Ataizi) bir gençlik hatasını itiraf etmiş, bir başka dostum Cengiz'e..
(Semercioğlu'na..) Kaburga kemiğinden parça alıp, burnuna takmışlar, Los Angeles'ta.. Niçin?. Burnu ilk haline dönsün diye..
İşin en başında vardım. Bir de ben anlatayım da, anlayın niçin "Yaşa Hande" dediğimi..
Hande bizim mahallenin, yani Alkent'in kızıydı, şöhret merdivenlerinde tırmanırken.
Benim de iyi arkadaşım..
"Turkish Delight" adıyla Uluslararası Estetik Cerrahi kitaplarına giren burun ameliyatı türünü dünyaya armağan eden müthiş doktor Prof. Onur Erol da yakın dostum.
Hande tutturdu "Beni Onur Hocaya götür. Burun ameliyatı istiyorum" diye.. Bebek gibi yüzü var.
Ama dedim ya "Tutturdu" diye..
Gittik. Onur Hocam burnunun çeşitli açılardan fotoğrafını çekti.
Bilgisayara yerleştirdi.
Hande'yi başına oturttu.
"Neresinden memnun değilsin burnunun" dedi.
Nasıl istiyorsa, bilgisayarı öyle fotoşopladı, ekranda normal ve düzeltilmiş yüzleri yan yana koydu. "Hangisi güzel" diye sordu ve cevabı da verdi..
"Ben bu burna dokunmam!." Ertesi gün gene buluştuk hocamla..
"Hande o burnu ameliyat ettirecek. Kafaya koymuş" dedi..
"Artık genç kızları tanıdım. Ellerine Muhterem Nur resmi alıp geliyorlar. 'İlle bunu' diyorlar. Anlatamıyorum. 'O, o yüzün burnu, sana olmaz' diye.. Hande de ameliyat olacak. Çıkan yüzü doğal olarak beğenmeyecek.
Başka birine gidip yeniden..
Gene beğenmeyecek..
Yeniden..
Bu böyle sürüp gidecek. Hep daha mutsuz olacak.." Hocamın dediği aynen çıktı. Hande defalarca burun ameliyatı oldu.
En sonunda Los Angeles'e gitmiş işte, eski burnunun resmiyle. "Bunu geri istiyorum" demiş. Onca ameliyattan sonra burnunda kemik kalmadığı için kaburgadan parça almış, estetikçi..
Hande, Cengiz'e şöyle demiş, sonunda..
"Ben sinema ödülü aldığımda gayet düzgün bir burnum vardı. Şimdi burnunu yaptırmak isteyen bir genç kız gördüğümde ona 'Burnun senin karakterin.
Sakın bozma, sonra çok pişman olursun' diyorum!." Gençliğinde, şöhretin zirvesinde iken hafif kamburu olan burnunu hem de bedava düzeltmek işin peşinde koşan ünlü estetikçileri "Bu burun benim karakteristiğim" diye tersleyen, "Vücuduma kimse dokunamaz" diyen sonra burnundan başlayarak her yerini kestirip biçtiren, suratında silikon dolgusuz, botokssuz yer bırakmayan, dünyanın en anlamlı yüzünü, bakılmaz bir ifadesiz maskeye çeviren bir yakın arkadaşım da var. Artık o yüze bakamıyorum.
O yüzün muhteşem aslını bildiğim için, bu kukla, bu donmuş surata tahammül edemiyor, bakamıyorum.
"Hıncal değişti" diyormuş. Kimin değiştiğini görmek istiyorsa aynaya baksın!.
..Ve o da itiraf etsin pişmanlığını Hande gibi de, ders olsun, cümle silikon ve botoks tuzağına düşen ve garip şekiller alanlara ve almaya niyetlenenlere.....
Yapabiliyorsa, tabii..
Bu arada "Botoks yaşı 13'e indi biliyor musunuz?. Ve de, aynen dövme gibi bağımlılık yapıyor. Bir başladınız mı, artık taşın Allah taşın, botoksçuya..