Sabah TRT Nağme'ye ayarlı radyomla uyandım.. "Yorgunum dostlarım yorgunum artık.. Vefasız yıllara dargınım artık" diyordu, solist..
Adnan Şenses geldi gözlerimin önüne.. Hayatta en severek yaptığım işlerden biriydi önce TRT, sonra HaberTurk'te yaptığımız, canlı TelePazar'lar.. Kanalların ekrana getirmediği Kültür, Sanat ve itibar edilmeyen Spor konularını ele alır, araya da müzik ve eğlence koyardık.
Adnan Şenses her dara düştüğümüzde, son anda gelemeyen biri olduğu zaman, çağırdığımızda bile koşup gelen bir dosttu. Sahneye girilen merdivende oturur, bu şarkıyı söylerdi..
Canlı.. TelePazar'da Playback'i yasaklamıştım çünkü..
Nasıl okurdu Adnan..
"Yorgunum" derken, "Vefasız yıllar" derken içine işletirdi insanın..
"Kendini anlatıyor" dedirtirdi stüdyodaki seyircilere.. Ama sonra ayağa kalkar, ceketini çıkarıp, pantolon kemerine asar ve "Vardar Ovası" diye zeybek oynayarak söyler, bize de söyletirdi..
Yatağımdan doğrulmadan şarkıyı dinlerken, yorgun olduğumu hissettim ben de..
Ama ikinci satıra katılmadım..
Vefasız değil, çok vefalı yıllar yaşadım..
En zor günlerimiz bile en güzeldi.. Harika bir aileye doğdum.
Babamın mesleği sayesinde önce yurdumu gezdim, sonra dünyayı..
Çocukluğumda köy hayatını yaşadım. Gençliğimde her türlü kültür sanatı ile kent hayatının göbeğinde oldum. Sonra meslek bana dünyayı gezdirdi.. Hayal ettiğim her yeri, her şeyi gördüm, izledim..
Harika dostlar edindim..
Benimki en tatlı yorgunluk, dostlarım!.