Yaşa Mevlüt Tezel kardeşim.. "Eski Taksim güzel miydi" yazına bayıldım..
Yahu "Meydan" fikri olmayanlar, meydanları parklarla karıştıranlar dillerine dolamışlar..
Efendim Taksim'de "Yeşil" yokmuş!.
Yok.. Ama yok olan, yeşil değil!.
Onlarda meydan kültürü yok..
Meydanlar insanlar için buluşma ve de o meydanı çeviren çok önemli yapılara rahat rahat seyretme yeridir..
Milano'da Duomo meydanına niye gider insanlar?.
O muhteşem Kiliseyi istediği mesafe ve açıdan görmeye..
Ağaç dikin, ya da yerleri yeşertin bakalım, yüzlerce insan ayni anda Duomo'yu istediği gibi görebilecek mi?.
Hangi ünlü meydan yeşil?.
New York'taki Times Meydanı mı?. Kremlin'i boydan boya görmenizi sağlayan Kızıl Meydan mı?. Bir örnek verin yahu!.
Cumhurbaşkanı Erdoğan zamanında Taksim'e cami yapmaya karar verdiğinde alkışlamıştım.
İstanbul Doğu ile Batının, Hıristiyanlıkla İslam'ın buluştuğu yerdi..
"Şimdi önünde o derme çatma büfeler olan Aya Triada gibi tarihi bir kilise var. O barakaları kaldır. Kilise ortaya çıksın bir yanda.. Cami öbür yanda.. İkisinin karşısında da Atatürk Kültür Merkezi..
AKM.. Taksim nasıl bir buluşmanın alanı olur, düşünün" dedim.
Kimse düşünmedi..
İstanbul alansız kente döndü dostlar..
Bize alan lazım.. İnsanların buluşacağı, toplanacağı, çevresinde oturup dinleneceği kafeler olan alanlar..
Yeşilin yeri park!. Taksim'de Gezi Parkı var. Adı üstünde..
"Gezi!." Alanlar gezi yeri değildir!.
Duomo'ya gezmeye gidilir mi?. Oraya görmeye ve oturup bir şeyler yeme ve içmeye gidilir..