Arda'yı transfer ettiklerinde Kemal Belgin kardeşim "Başakşehir kendi bacağına sıktı" demişti, Arda'ya verilen yüksek ücretin takımdaki dengeleri bozacağını ileri sürerek.
Ben, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük yeteneklerinden Arda'nın kazanılmasından yanaydım.
Hem ülkem, hem de Milli Takımım adına. Başakşehir'i alkışladım. Ne var ki..
Başakşehir kötü günlere girdi gerçekten. Görünüm Kemal'i haklı çıkardı.
Bu hafta baktım, bizim Spor Servisi de Arda'yı tartışmış.
Ömer Üründül'ün sözleri biraz da hatalı başlığa çıkmış.. "Emre- Arda ikilisiyle Başakşehir'in işi zor." Başlığa bakınca, ikisinin birden oynamasına itiraz var gibi. Oysa Ömer, Arda'nın ortada Emre'nin yanında değil, sol kanatta oynamasını istiyor. İkisinin de 11'de olmasına değil.
Ben ikisine de itiraz ediyorum.
Arda bir defa ortada Emre'nin yanında değil, forvet arkası olarak Mossoro'nun yerinde oynatıldı.
Ben bu tercihi doğru buluyorum. Arda'nın oynayacağı en iyi yer forvet arkası. Bu bir. İki..
Başakşehir bir sistem takımı..
İki bek, önlerindeki iki açıkla, ikili ataklar yapıp, rakip savunmayı darmadağın ediyorlar.
İki yerleşik bek, Clichy ve Caiçara'nın yerine son hafta Alpaslan ve Uğur oynadı ama oyun gene ayni oyun. Gol asistleri gene iki bekten geldi.
Arda, o oyunun gerektirdiği kanat oyuncusu olamaz. Çünkü o kadar koşmayı sevmiyor.
Sevse İspanya'da kalırdı.
Onun tek yeri var.
Avcı'nın seçtiği yer. Müthiş futbol yeteneği, gol sezgisi ile, ekonomik, az koşarak oynayacağı forvet arkası..
Mossoro da zaten 90 dakikayı çıkaramıyor.. Maçı ikisi paylaşırlar.
Ancak..
Gelelim ana noktaya..
Arda eğer kendine gelmezse, Barcelona'dan niye şutlandığını anlayamazsa, yakında Başakşehir'den de gönderilir.
Çünkü..
"Arda, koşmayı sevmiyor" dedim ya..
Sevmiyor az. Nefret ediyor ve hiç koşmuyor. Aynen Barcelona'dan kovulmasına sebep olan anlamsız yürüyüşlerle top oynayacağını sanıyor..
Barcelona hücuma kalkıyor.
Arda en arkada.. Rakip atak yapıyor, Barcelona savunmaya koşuyor. Arda gene en arkada.. Hücumda da en geride, savunmada da.. Çünkü koşmuyor.
Çünkü 40 metre içinde ileri geri, boş yürüyor. Hiç bir işe yaramadan.
Bu kafadaki Arda'yı ne Başakşehir taşır, ne de Abdullah Avcı..
Arda'nın kendine gelmesi, onu İspanya'ya götüren, bana "Bu Arda 50 milyon dolara satılır" dedirten, Atletico'nun yıldızı olmasını sağlayan, 50 milyon dolar da değil, Euro'ya Barcelona'ya götüren Arda'ya dönmesi demek.
Yani "Koşan", bıkmadan, usanmadan, yorulmadan koşan Arda olmalı yeniden..
O Arda, sağ bek de oynardı, sol açık da.. O Arda oyunun kurulduğu her noktada oynardı.
Şimdiki, hiçbir yerde oynamaz!.