Şimdi, Fener Stadı'na derbiye gidiyor Galatasaray!.
En büyük rakibi, gerilim.. Çünkü o statta Fener'in yenilmeyeceğine inanan Fenerbahçeli ve Galatasaraylıların oranı yüzde 80'ler civarında..
Fatih Terim önce psikolojik maçı, sahaya çıkmadan kazanmalı..
İki.. Maç planını iyi yapmalı..
Aykut Kocaman elinde tarihinin en kötü futbolunu oynamaya başlayan ve bu yüzden yürüme mesafesindeki seyircisini bile stada çekemeyen Fenerbahçe'nin oyun taktiğini her hafta asporda tekrar etmekten ben bıktım. Kaç kere de bu köşede yazdım.
Anlayan, dinleyen olmadı.. Pazartesi günü Fenerli futbolcu Gulliano ayni şeyi söyledi.
"Bizim için önemli olan gol yememek.
Çünkü eninde sonunda bir şekilde gol atıyoruz." Yani, adından korkup kapanan rakipler Fener'in ekmeğine yağ sürüyorlar. Fener'in en zayıf değil, en kuvvetli yerinde oynuyorlar maçı..
Bu hafta da korkak Aykut başka taktik denemeyecek.
"Kapanıp yemeyelim. Bir tane nasılsa atarız" taktiği..
Peki Fatih Terim ne yapacak?.
Önemli olan o.. Maçın kaderini Aykut değil, Fatih belirleyecek.
Dün, o felaket Konyaspor hatalarını yazdım..
Fegouli'den açık, Belhanda'dan oyun kurucu yaratma inadı. İki kanattan birini öldürüp oyunu tek kanatlı kurması..
Ortadan da oyun kuramayınca sonuncu Kayseri önünde bile aciz kalması..
İki stoper iki de stoper gibi ön libero, yani dört orta iki kanat bekle, altılı savunma yapan Fener önünde kazanmak iki şeye bağlı..
1- Oyunu geniş alana yaymak..
Yani hem kanatlardan, hem ortadan hücum edebilmek..
2- Hızlı oynamak..
Bu ikincisi hiç yok..
Galatasaray'da en çok pas yapan adamlar her maçta ayni..
Maicon, Serdar ve Selçuk..
Çünkü Konya maçında da gördünüz.
Rakip üzerine bile gitmiyor, bu üçü kendi aralarında ve kendi yarı sahalarında topu durmadan döndürüp birbirlerine, yani aslında istatistiklere oynarken. Aslında rakip adına vakit geçiriyorlar.
Farkında değiller. Kenardaki Terim, Şaş, Davala üçlüsü de farkında değil. Konya maçında alın kronometreyi bakın. Kendini durmadan yere atan Volkan mı daha çok vakit geçirdi, o aptal yan topları yapan Galatasaray Üçlüsü mü?.
Tabii bu üçlüyü suçlamak kolay.. Ama kabahat sadece onlarda değil. Asıl suçlu kenardaki Fatih Terim..
Maicon, Serdar ve Selçuk topu niye birbirlerine atıyorlar durmadan.. Çünkü geri kalan Muslera hariç 7 futbolcu içinde kendini gösteren "Bana at" diyen nerdeyse yok.
Galatasaray'da rakip sahadaki herkes, yanında onu marke eden rakiple yan yana duruyor ve top kimin ayağında ise ona bakıyor, "Acaba ne yapacak" diye.. Topsuz oyun sıfır.
Siz Selçuk, Maicon ve Serdarsınız.. Ne yapacaksınız, kimse kendini göstermezse..
Fener maçını bu gözle izleyin. Galatasaray topu kaptığında, top çıkarırken, hareketlenen, "KENDİNİ GÖSTEREN" var mı?.
Olacak mı?.
Top ayağında olan arkadaşına yardım eden var mı?.
O zaman nasıl futbol oynayacak bu takım, söyle bakalım, Fatih Hocam?.
Hızlı oyun, diyorum... Hızlı oyun "Tek top"la oynanır. Top daha sana gelirken sahaya bakar, boşta biri varsa anında ona atar, rakibi gafil avlarsın.
Ama başta takımın Lideri Selçuk kimse basıp etrafında bir kere dönmeden topa vurmuyor. El oğlu da armut toplamıyor tabii..
Selçuk, kendi etrafında tur atar, topla oynama zevkini çıkarırken, o da kontratak yapabilecek durumdaki Galatasaraylı'nın yanına koşup marke ediyor. Selçuk turu atıp dönüyor ki, bu defa herkes markajda, veriyor topu Maicon ya da Serdar'a..
Şimdi Fatih Hocam, torbadan rastgele bir Galatasaray maçı çekip izleyelim. Görelim bakalım, haklı mıyım, haksız mıyım?. Bu yazdıklarım her maç aynen değil mi?. Ne yapıyorsun peki, düzeltmek için. Her hafta ayni hata yapılırsa, kabahat kimin?:
Bu hafta kaç idmanın kaldıysa, bu iki şey üzerinde yoğunlaşmalısın..
Oyunu yaymak, kendini göstermek ve hızlı oynamak!.
Yoksa çok hüzünlü dönersin Kadıköy'den..
Çok kolay ve farklı kazanabileceğin bir maçtan hem de!.