Bu hafta pazar neşemiz çocukluğumdan kalma.. O tüm ailenin etrafında toplandığı unutulmaz pazar kahvaltılarından birinde babam anlatmıştı. Nasıl gülmüştük, nasıl efsane olmuştu..
Bir kerecik tanışma ve harika sohbetinden yararlanma fırsatı bulduğum emsalsiz doktor, Kolsuz Agop'un ölüm haberini alınca çağrışım yaptı, Babamın Agop hikâyesi de.. Babam da Agop da ışıklar içinde yatsınlar diyerek..
Efendim bir Agop Usta varmış mahallede.. Biraz çapkın..
İki sevgilisi var. Bir Hap, biri Hop.. İkisine de birer ev tutmuş.
Bir gece birinde, bir gece birinde idare edip gidiyor. Kadınlar da birbirlerinden haberli.. Ama şikâyetçi değiller..
Bir gece Agop Efendi meyhaneye gitmiş işi bitirip dükkânı kapayınca.
Meyhanede keyif, fasıl.. İpin ucu kaçmış.. Agop Usta zurnadan az evvel.. Yola çıkmış.. Yolda da açılmış bir lağım çukuru.
Karanlıkta görmemiş, cupppp!.
Bağırmaya kalksa ağzına dolacak.
Zaten o saatte o ıssız sokakta kim duya?.
Düşünmeye başlamış Agop..
"Hap deriki, Hop'tadır. Hop deriki Hap'tadır.. Kimse bilmez Agop, boğazına kadar b.ktadır!.."