Bu ülkenin hem de çok izlenen tek "Kültür Sanat" programıydı Yaşamdan Dakikalar..
Hâlâ yolda, orda burda çevirip soruyorlar.. "Ne oldu" diye..
Ne olacak?. Bu ülkenin 85 bin kanalının hiçbirinde bir Kültür ve Sanat Programına yer yok.
3 otuz para maliyetli Yaşamdan Dakikalar'a pazar sabahları, aile, dede torun ekran başındayken hiç kimse süre vermedi ki, anlatalım, teşvik edelim ve eğlendirelim.. İçine bol da reklam alıyoruz ama bir de "Sponsor" bulmamız lazımmış..
"Falan sunar" diye yazacaklar başına sonuna ki reklam üstü avanta..
Ben "gazeteci" olarak öyle işe ilke olarak girmedim, girmem. Sunay'ın burnunu kaşıyacak vakti yok.. Devletten zerre yardım almadan, bir de üstelik eşek yükü vergi vererek kurduğu dünyanın sayılı Oyuncak Müzesi'ni yaşatmak için her gece sahneye geçiyor. Uyku yeri uçaklar..
Bir gece Amsterdam.. Ertesi gece Erzurum..
O işleri Nebil yapıyordu. Nedense o da sırtını döndü bizim programa.
Çok başka şeyler yapmaya başladı, bize yer bulamadığı kanallarda..
Yaşamdan Dakikalar'ı, içten, dıştan bitirdik.
Onun için Sunay'dan benim köşem için bir yazı istiyorum.
Müze nedir?. Bu isim nerden doğmuştur?.
Müze ile uygarlığın ne ilgisi vardır?.
Bizdeki müze sayısı ile mesela Amerika'nın müze sayısını karşılaştırır mısın?.
Sen yaz ki, ben de yazayım..
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, aile gayreti ile kurulan ve yaşatılan Orhan Kemal Müzesi'ne bir "Yön Tabelası"nı bile çok gördü..
Gazetelerde resmini gördünüz.. Cihangir'deki yön tabelalarını taşıyan direkten "Orhan Kemal Müzesi" yazanını kaldırmışlar.
İstanbul halkına ve bu muhteşem kente gelen yerli yabancı turistlere "Müze"yi gösteren tabela, o direğe "Ağır" gelmiş..
Yerine ne konmuş peki?. Hafifi..
"İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Sosyal Tesisi!." Milyon, hatta milyarla insana yön veren tabela yerine, bilmem kaç yüz belediye çalışanına 'Aha bura' diyen tabela..
Yaz bakalım Sunay!.