İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Uyuşturucu satıcılarının bacaklarını kırın" demişti, polislerine.. Çok net "En şiddetli mücadele" mecazı olan bu deyiş, sırf muhalefet etmiş olma uğruna, Bakanın suratına hâlâ çarpılıyor.
Belli ki, bu muhalefet amacına ulaşmış.
Emekli uzman çavuş Tamer Dindoruk'un kuzeni, on liraya satılan bonzai haplarını yuttuktan sonra, ağabeyi ve üç yeğenini öldürmüş, bunun üzerine mahallede torbacılara karşı savaş başlamıştı.
Emekli çavuş, sokağında hap satan iki torbacıya müdahale etti. Kavga çıktı. Torbacılar, hem suçlu, hem güçlü çıkıp, çavuşu mahkemeye verdiler ve "Bu adam bizi dövdü" dediler.
Mahkeme, torbacılarla kavga eden Çavuş'a 15 ay hapis cezası verdi.
Gerekçe..
"Torbacıları dövmek yerine, polise ihbar ya da teslim etmeliydiler.."
Mutlu oldunuz mu, İçişleri Bakanı'nı yerden yere vuranlar..
İşte sizin hukukunuz!.
Amerika'daki jüri sistemi bizde olsa, torbacılar 15 ay da değil, 15'er yıl yerler, Emekli Çavuş'a da tonla tazminat öderlerdi.