Fener ve Beşiktaş'tan sonra, Galatasaray da kazanırken, hakemler sonuca net etki ettiler gene..
Üç Büyükler'in ikinci yarıyı başlatan üç maçında da, sonuca etki eden hataların hep büyükler lehine olması tesadüf mü sizce?.
O kadar saf olamayız.
Başta tüm yerli hakemlerimize örnek, dünya şöhreti hakemimiz Cüneyt Çakır, bizimkilere "Eyyam" dersi veriyor, içerdeki her maçında..
Federasyon onlardan memnun. Merkez Hakem Komitesi onlardan memnun..
Üç Büyükler onlardan memnun.. Ve de cart kabakağıt, "Dördüncü Güç Medya" onlardan memnun.
O zaman devam edecekler..
Yazık.. Çok yazık!.
***
Böyle bir lig yazılmaya, eleştirilmeye değer mi, onu da tartışmak gerek ama, yazıyoruz işte..
Galatasaray, gerçekten
Rıdvan Dilmen'in dediği gibi Cüneyt nam eyyamcının yardımına ihtiyaç duymayacak bir futbolla oyuna başladı.
Ama 2-0'dan sonra tükendi.
Yoruldu. En çok yorulanlar da hemen kendilerini belli ettiler..
Yana ve geriye oynamaya başlamasına rağmen büyük hatalar yapan ve rakip kontrataklarını başlatan
Selçuk ve yürüyecek hali kalmayan Feghouli..
İkinci yarıyla, Kayseri'nin golü de "Geliyorum" diye bağırmaya başladı. İlk yarı
sonunda orta sahada
yok olan bu ikiliyi oyundan
almayan, devre arasında
kanat adamlarına
"Beklerinize yardımcı
olun" demeyen Fatih
Hoca, alenen gol yemeyi
bekledi. Hatta fazlasını
bekledi.
Feci orta ikili oyun 2-1 olduktan on dakika sonra ancak değiştirildiler.
Galatasaray maçı berabere, hatta mağlup bitirebilirdi. Puan kaybı için yeterince pozisyon verdi. Kayseri atamadı, Galatasaray yemedi değil.
Sonunda
Kayseri de yorulunca ve yeni girenler, Tolga, Donk ve Sinan çok olumlu oynayınca, denge kuruldu. Hatta
Galatasaray yeniden yüklenmeye
başladı. Onlar da
çok kaçırdı ama sonunda
Rodriguez birini içeri atmayı
başardı.
Benim notlarım..
Muslera (6)- Mariano (4), Denayer (4),
Serdar Aziz (6), Latovlevici (4)- Feghouli (4), Selçuk (3), Ndaye (3)- Yasin (3), Eren (7), Rodriguez (4).
Sonradan girenler..
Tolga (7), Donk (7), Sinan (6).