Sosyal medya denen şey, hayatımızı yönetmeye başladı resmen. Gazeteler haberlerinde taraf tutuyor, yorum yapıyorlar resmen, meslek ilkelerine ihanet ederek.. Amaç sosyal medyaya yaranıp tiraj yapmak..
Yazarlar sosyal medya yönünde yazma çabası içine giriyorlar. Devleti yöneten siyasiler ve bürokratlar da onlara uyuyor..
Efendim, "Kadına ve çocuğa istismarda iyi hal kalkacak" demiş Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı..
O mu kaldıracak?. Konu onun değil, Adalet Bakanlığı'nın görev alanı içinde. O talep eder ancak. Adalet Bakanlığı'nın ilgili birimleri inceler, rapor hazırlar. Uygun görülürse, bir yasa teklifi hazırlanır. Önce Meclis Komisyonlarından geçer. Sonra Meclis'te oylanır.
Yani Sayın Fatma Betül Bakanın demesi ile kalkmaz, Ey Hürriyet Gazetesi ve yazarları.
"Mahkemede iyi hal" bir Ceza Hukuku terimidir. İyi halden kasıt, iddia edildiği gibi "Kravat takıp mahkemeye gitmek" değildir. Tek tip giyen tutuklular ne olacak?.
"İyi hal, mahkemedeki tutum ve davranışlar"ın hepsidir. Mahkeme heyetine saygılı olmak. Davanın görüşülmesini kolaylaştırmak, yargıçlara yardımcı olmak. Davanın uzamasına değil, tersine kısalmasına gayret etmek..
Bunlar dünyanın bütün hukuk düzenlerinde vardır. Ve de her türlü ceza için vardır.
Hukukta ayrım olmaz.. Teraziyi elinde tutan Adalet simgesinin gözü niye bağlıdır?.
Niye kahve basıp 10 kişiyi öldürene iyi hal var, o zaman?. Niye?
Bir soru daha. İki istismar suçlusu..
Biri kafası önde. Mahcup, pişman oturuyor. Şeytana nasıl uymuşsa..
Öteki, yargıca, savcıya, mahkemede olanlara, ana, avrat, din iman dümdüz gidiyor. "Burdan çıkarım gene devam ederim" diye naralar atıyor. Kelepçe takmaya gelen jandarmaya tekmeler savuruyor, her defasında..
Bu ikisine de "17 sene 9 ay 22 gün" ceza vermek, adil mi, hukuk felsefenizde?.
"Evet" diyorsanız o zaman, yasa değişir.
"İyi hal" indirimi yasadan çıkar. Hiçbir suçluya uygulanmaz.
Anlaştık mı?.