Alaçatı sanıyorum birkaç yıl sonra şairlerden, yazarlardan, ince insanlardan arınacak, AKP'li yeni zenginlerin, özgürleşerek 'kız kıza eğlence yerlerine giden' türbanlıların, şiir yerine tekerleme, roman yerine dizi film, briç yerine okey, şarap yerine şırayı tercih edenlerin mekânı olacaktır. Gitmek isteyenler için son birkaç yıl daha var, bence meraklıları acele etsin, sonrası olmayacak çünkü." Bu satırlar, yıllarca Sabah'ta birlikte çalıştığımız, uzun yıllardır göremediğim, özlediğim sevgili dostum Can Ataklı'ya ait..
Alaçatı'ya gitmiş..
İzlenimlerini böyle yazmış, muhalif gazetenin muhalif yazarı olarak..
Yahu Can, sen Alaçatı'yı ne zaman gördün, ilk de bu "değişim(!)leri" yazıyorsun?.
O zamanki patronumuz Dinç Bey (Bilgin), beni Altın Yunus'tan alıp, "Burayı keşfet.
Burdan bir taş ev al.
Birkaç sene sonra, burası yeni Bodrum olacak" dediği Alaçatı'yı bilir misin?. 90'lı yılların köyü Alaçatı'yı..
O Caminin hemen ordaki "Orta Kahve"de briç mi oynanıyordu o yıllarda Can?.
İskambil kâğıdı dört kol pişti için kullanılırdı. Okey nerde?.
Aznif oynardı köy erkekleri, domino taşlarıyla.. Aznif adını duydun mu hiç?.
Köy kızları, kadınları, uzun etekler ve baş örtüleriyle dolaşırdı sokaklarda.
Alaçatı'nın pazarı ünlüydü.
Kadınlar o tezgâh başında, o kılıkta otururlardı. Hatta şalvarlı.. Köşe Bar değil, Köşe Kahve bile yoktu ortada..
Sonradan gelenler, Alaçatı'yı bir turizm merkezi yapıp, köylünün de kalkınmasına, para kazanmasına, zenginleşmesine yol açan Turizm hamlesiyle geldiler oraya..
Hani, senin briççi, şarapçı diye anlattığın sınıf..
Türkiye değişiyor, 1923'ten beri.. Alaçatı da değişiyor.. Değişecek..
Eleştirelim tabii. Ama peşin hükümsüz.. Ama takıntısız.. Ama kimseyi, hele gurupları aşağılamadan..
Ben briçin daniskasını oynarken gittim, Orta Kahveye.. Orda köylülerle aznif oynadım.. Çocukken Manyas, Çavuşköy tatillerimde köy çocukları ile oynadığım gibi.. Tadı hâlâ damağımdadır.. Okey de oynadım sonraki yıllarda.. Ama hiç briç oynayan görmedim.. Kimse de teklif etmedi..