Hem de nasıl soğuk bir havada, o felaket sandalyenin üzerinde 3.5 saat titreyerek oturduğumu, ameliyatımı yapan Cengiz Hocam görse, tutar kulağımdan, yaşıma bakmaz döverdi, hatta..
Ama izlediklerim öyle harikaydılar ki, ayrılamadım Açık Hava'dan..
Haldun Dormen'in "Broadway'den İstanbul'a" şovundan söz ediyorum. En güzel müzikallerden en seçme şarkılar, danslar..
Haldun Ağabeyimin Tiyatroculuğu kadar hocalığı da var. Ustalarla, yetiştirdiği gençleri toplamış etrafına bir şov çıkarmış ortaya efsane..
Tabii benim için ayrı.. Müzikal, hayatım benim nerdeyse.. Kaç kez New York'a, Londra'ya gittim bir müzikal izlemek için..
Sahnedeki hemen her şarkının bende bir anısı var..
Ayrıntılı yazmak isterdim ama, bizde bir eserin, bir şovun programını yapmak ve hiç değilse medyaya dağıtmak adeti yok.. Yahu bilgisayara yaz. İnternete gir hiç değilse, 10 tane print alıp dağıtmak zor geliyorsa, google'da bulsun meraklısı hiç değilse..
Yok.. Ben de çoğunu tanımadığım gençlerin alkışa layık adlarını yazamıyorum işte..
Gökçe Bahadır, Yedi Kocalı Hürmüz'deki o klasikleşmiş Atilla Özdemiroğlu şarkısında muhteşemdi. 1 numaralı şov oydu bana göre..
Ayça Varlıer, gecenin starıydı. Bu kız müzikal için yaratılmış. Pamela da öyle..
Mert Turak müthiş bir sunucuydu. Finalde Selçuk Yöntem ve Perran Kutman'lı Lüküs Hayat'a, bütün tribünlerle birlikte ben de ayakta dans ederek eşlik ederken bir kez daha Cengiz Hocamı andım..
Ertesi gece Türker Ağabey'le (İnanoğlu) yemek yedik. "Ağabey bu şovu Maslak'a, TİM'e almalısın bu kış" dedim.. Açık Hava o soğukta doluydu, TİM kim bilir kaç gece dolar.. Bir gelen bir daha gelecektir.."