Ceza niye verilir?.
"İşlenen suçu ödetmek için.
Görünüş budur. Ama Ceza Hukuku'nun özünde, 'Ödetme' ikinci plandadır.
Cezanın asıl sebebi '"Önleme'dir. Bizdeki ceza yasaları, bu asıl sebebi gerçekleştirmede hafif kalıyor. Bu yüzden Türk Ceza ve Usul Yasaları baştan aşağı yenilenmelidir" diye özetleyebileceğim geçen haftaki yazıma, Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül'den bir yanıt geldi.. Aynen sunuyorum.
Bu konuyu tartışmaya devam edeceğiz.
Zaten gündem bizi zorlayacak. Her gün olup bitenler.. Okuduklarımız, izlediklerimiz, "Önleme" ne kadar başarılı oluyor, ortaya koyacak. Tahmin ederim, ünlü Cezacılarımızın da görüşleri olacak.
İşte, Sayın Gül'ün mektubu..
***
Sayın Hıncal Uluç;
"Sokaktaki çukura 22 milyon lira tazminat" başlıklı yazınızı, Sn.
Cumhurbaşkanımızla beraber çıktığımız BM Genel Kurulu Toplantısı yolunda okudum.
İnsana saygı ile en aziz, en yüce değer olan "insan"ı yaşatma hedefi, çağdaş hukuk devletlerinin ortak hassasiyetidir.
Bu çerçevede adalet mekanizmasının hızlı ve tatminkâr sonuçlar vermesi gerektiği düşüncenize aynen iştirak ediyorum.
Bu sonuçları sağlamaya dönük çalışmaları süreç içinde sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyarım. Bu kısa mektupta sadece bir iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
İlk olarak, ceza kanunlarımızın -yaygın inanışın aksine- ağır ve caydırıcı yaptırımlar içerdiği gerçeğini hatırlatmama müsaade edin. Kıta Avrupası başta olmak üzere, pek çok ülke ceza kanunuyla karşılaştırılmalı olarak incelendiğinde, Türk Ceza Kanununun miktar olarak daha ağır, etkili ve caydırıcı cezalar içerdiği görülecektir.
18 Haziran 2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunla, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi hedef alan uyuşturucu suçları, unsur ve ceza miktarları bakımından yeniden düzenlenmiştir.
Aynı Kanunla cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ile malvarlığına karşı işlenen suçlar arasında yer alan hırsızlık suçlarının cezalarında önemli ölçüde artırıma gidilmiştir. Bu tarihten sonra yapılan kanun düzenlemeleriyle de belirli suçların hem kanuni unsurlarının hem de ceza miktarlarının gözden geçirilmesine, ihtiyaç ölçüsünde mevcut cezaların artırılmasına devam edilmiştir. Ne bu değişiklikler öncesinde, ne de sonrasında yazınızda örneklendirdiğiniz "tecavüze yeltenme" gibi eylemlerin kovuşturulmasının mağdurun şikâyetine bağlı olmadığını hatırlatmak isterim. Bu tür nitelikli eylemler, mağdurun şikayetçi olup olmadığına bakılmaksızın re'sen soruşturulmakta, açılan davalar da kamu adına takip edilmektedir.
Türkiye, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçları en ağır biçimde cezalandıran ülkeler arasındadır.
İkinci olarak altını çizmek istediğim husus, sizin de yazınızda haklılıkla işaret ettiğiniz üzere,
ceza hukukunun ödetme ve önleme fonksiyonlarının birlikte düşülmesi gerektiğidir. Suçun ve suçluluğun önlenmesinin tek başına devletin cezalandırma hak ve yetkisi kullanılarak başarılamayacağı bugün herkesin üzerinde ittifak ettiği bir gerçektir.
Gerek sosyal kurallar, gerekse yasal düzenlemeler, toplum halinde bir arada yaşamanın zemini oluşturmaktadır. Bütün bu kurallara cebri yaptırım korkusuyla değil, insana saygı, hakkaniyet ve vicdan ölçüleriyle uyan bir toplumun inşası büyük önem taşımaktadır.
Okul servis araçlarıyla ilgili yurt dışından verdiğiniz örnekler, bunun açık bir ifadesidir.
Kurallara uymayı sadece kanun korkusuyla değil, aynı zamanda topluma saygı temelinde özendirmek için elbirliğiyle çalışmaya devam etmeliyiz.
Bütün bunları söylerken, mevzuatımızdan kaynaklanan eksiklerimiz bulunabileceği ihtimalini göz ardı etmiyorum.
Kanunların "söz"ü yerli yerinde dursa da, o "söz"ün tekabül ettiği sosyal hakikat ve ihtiyaçlar, dünyanın her yerinde amansız bir değişim içindedir. Bu amansız değişime ayak uydurmak, kanun yapım sürecini de bu değişimin doğurduğu güncel ihtiyaçlara göre dinamik bir süreç olarak takip etmek gerektiğine inanıyorum.
Varsa mevzuattaki eksiklikleri gidermek, yasal alt yapımızı toplumun ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda güçlendirmek için eksilmeyen bir dikkatle çalışmaya devam edeceğiz. Bununla eşzamanlı olarak, uygulamamızı geliştirmek ve ceza adaleti sistemimizle bağlantılı olarak, infaz sistemimizi çağdaş ceza hukukunun hem ödetme, hem de ıslah amaçları doğrultusunda daha da güçlendirmek önceliklerimiz arasındadır.
Bu önceliklere uygun olarak çalışırken, yapıcı eleştirileriniz, değerli fikir ve önerileriz ufuk açıcı olacaktır.
En iyi dileklerimle, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Abdulhamit GÜL
Adalet Bakanı