Cennet Koyu, adı üstünde bir cennetti, Ayvalık'ta ve sit alanı ilan edilmişti. Yani iki taşı üst üste koyamazdınız. Öylesi.
O cennet sevgili Mevlüt'ün (Tezel) deyişi ile adeta parsellenip yandı.. (!). Tahminler sabotaj..
Benim meselem "Olmuş"la değil.. Olacakla..
Hele evli olduğum ya da Olimpiyat, Dünya Kupası diye gidip kaldığım yıllarda, Kaliforniya'da o kadar çok yangına şahit olmuştum ki..
Yangın oluyor ormanlarda.. Amerika bile önleyemiyor. Ne güzel ve ne geniş ormanlar yanıyor..
Sonra ne oluyor?.
Söndürme ve soğutma işi biter bitmez, eyalet yönetimi, ormanın yeniden oluşması için kolları sıvıyor.. Gördüm, yaşadım, şahit oldum.. Belli bir süre sonra, minik uçaklar, yanmış arazinin üzerinde alçaktan uçup, orman mühendislerinin ve uzmanlarının belirledikleri tohumları serpmeye başlıyorlar. Az sonra da yeşermeler başlıyor, tabii..
Yani Kaliforniya'da, bir yerde yeni yangın başlarken, bir eski yangın yerinde de, yeni orman fışkırıyor..
Bizim Orman Bakanlığı'nın böyle bir işlemi var mı, yanan ormanlar için.. Ya da herhangi bir işlemi var mı?. En deneyimli bakanlardan Veysel Eroğlu Üstat bir açıklasa da öğrensek..
Mesela Cennet Koyu için devlet ne yapacak şimdi?. Ya da şu anda yaptığı bir şey var mı?.