"Oto" sansür konusunu araştırırken, Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi, Akil Adamı Faruk Bildirici'nin 2012'de yazdığı bir yazıya rastladım. Kelimesine dokunmadan aynen alıyorum.
***
Firma adları gazete kâğıtlarıyla kapatılmış otobüs fotoğrafları, kaza haberlerinin değişmez görüntülerindendi eskiden.
Medya, kaza yapan şirketlerin adlarını yayınlamaktan vazgeçene kadar da sürdü bu perdeleme faaliyeti.
Uzun zamandır sorgulanmayan, artık bir alışkanlığa dönüşen, trafik kazalarında firma adlarının yazılmaması uygulaması, İlhami Akkum adlı okurumuzun dikkatini çekmiş. 13 Haziran'da çıkan "Uykuyla gelen facia" başlıklı haberi bu açıdan eleştiriyordu:
'
Kütahya'da sürücünün direksiyon kontrolünü yitirdiği bir seyahat firmasına ait otobüs.' Bu ifade altı kişinin öldüğü trafik kazasıyla ilgili haberinizden alınmıştır. Hangi şirkettir bu kazayı yapan?
Korkmayın, açıklayın." Akkum'a, bütün medyanın yıllardır seyahat şirketlerinin adlarını vermediğini hatırlattım. Bu sözlerime bir soruyla yanıt verdi; "Söz konusu olan bir otobüs değil de uçak olsaydı ne yapardınız?" Haklıydı, uçak kazalarında şirketlerin adları gizlenmiyordu. Hatta haberin ilk satırlarında yer veriliyordu bu bilgiye.
Öyleyse otobüs firmalarına neden böyle bir ayrıcalık tanınıyordu?
Şöyle düşünelim, şirketin adı verilirse kim kazanır, kim kaybeder?
Kaza yapan firmaların adlarının verilmesi piyasa kurallarının işlemesini sağlar. Firmalar otobüslerinin kazaya karışmaması konusunda daha dikkatli olmak zorunda kalır; kendi hataları
olmadan kaza olursa
da onun nedenlerini
hedef kitlelerine açıklarlar.
Otobüsleri sürekli kaza yapan firmalar kaybeder.
Kaza yapan firmaların adlarının yazılmasından tüketici kazanır. İnsanlar, sürekli kaza yapan firmalar konusunda uyarılmış olur. Tıpkı Tarım Bakanlığı'nın, sağlığa aykırı katkılar olan et ürünlerini piyasaya süren firmaların adlarını teşhir etmesi uygulamasında olduğu gibi...
Biz gazetecilerin haber yazarken gözden kaçırmaması gereken temel ilke, kamu yararıdır. Kaza yapan firmaların adlarının verilmesinde de kamu yararı olduğu tartışma götürmez. Nicedir işadamlarının ve şirketlerinin başarılarını yazmakta cesur davranan kalemlerimiz, başarısızlıkları ve yanlışları konusunda da ödünsüz tavır alabilmeli.
Kaldı ki, bu firmaların isimlerinin verilmesinin önünde hukuki bir engel yok.
Hatta
Karayolları Trafik Kanunun Ek 4. Maddesi'nde "ölümlü trafik kazasına karışan otobüs işleticisinin unvanının medyada yayınlanmasının ticari itibarın ihlali sayılmayacağı" vurgulanıyor. Teşhir teşvik ediliyor yani.