Daha çocukken öğrenmiştim.. Birisi, başkalarının bulunduğu, oturduğu bir yere girdiği zaman, oradaki herkese "Selamün aleyküm" derdi, köyde.. Oturanlardan da "Aleyküm selam" mırıltısı yükselirdi..
Gazeteci olarak Anadolu'ya gittiğimde bir kahvehaneye girildiğinde "Selamün aleyküm" demek gerektiğini yeniden öğrendim ve kullanmaya başladım..
Anadolu insanı "Aleyküm selam" diye cevap vermekle kalmaz, bir de masalarına davet ederler.. Olmadı sizin masaya çay ısmarlarlar..
Ne güzel bir insanlık, dostluk, sevgi, saygı geleneği değil mi?.
"Selamün aleyküm", "Allah'ın selamı üzerinize olsun" demektir ve o selam bir "İSLAM" geleneğidir.. Cevaben "Aleyküm Selam" demenin de İslam geleneği olduğu gibi..
Günümüzde artık kısaltılmış kullanılıyor..
"Selam" yeterli.. Ya da "Merhaba.." Veya "Günaydın!."
Bunların hepsi ayni anlama geliyor..
"Ben de sizdenim!. Dostunuzum.."
Şimdi bunu durup dururken yazmadım..
Sabah gazetesinde çalışanların büyük bir bölümü, koridorda, asansörde karşılaştığımızda selamlaşıyor, en azından tebessüm ediyor..
Ama içinde beş kişinin olduğu asansöre sanki kimse yokmuş gibi binen, abus bir suratla kapıya ya da elindeki cep telefonuna kilitlenenler de var, hâlâ.
Hele İslam inancına uygun giyinen kardeşlerim, Allah'ın selamını esirgeyince, çok üzülüyorum!.