Karşıyaka Belediye Başkanı'ndan söz ediyorum. Donizetti Ödül Gecesi'ni kendi kişisel propagandasına alet eden adamdan. Karşıyaka Oda Orkestrası "Yılın Orkestrası" seçilmiş..
O orkestranın müdürü var, şefi var, baş kemancısı, bunca üyesi var. Hazret onları İzmir'de bırakmış, kendi almaya gelmiş ödülü.. Niye kendisi gelmiş, anlaşıldı.
Bir önceki Belediye Başkanı Cevat Durak'ın Gürer Aykal ile ortak çalışarak kurduğu Karşıyaka Filarmoni'yi küçültüp "Oda Orkestrası" yapmış.. Gürer Aykal'ın da işine son vermiş bu adam..
Şimdi o oda orkestrasını kendisi gökten indirmiş havalarında anlatıyor, ödül konuşmasında.. Dahası Karşıyaka'da neler yapmış başkan olarak onları anlatıyor.
Ödül töreninde değil, mitingde sanki..
İnip geliyor, yanımdaki yerine oturuyor.
Öbür yanında bu ödüllerin 7 yıldır yapılmasını ve gelenekselleşmesini sağlayan gerçek sanatsever Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan var.
Açış konuşmasında "Dilimiz, dinimiz, etnisitemiz, pek çok şey şeyimiz ayrı olabilir, ama sanat, ama müzik bizi birleştirir" diyen Başkan, Karşıyakalı'nın bu ayrımcı konuşmasından rahatsız..
"Daha uzlaşmacı konuşabilirdiniz" diyor..
Karşıyakalı gene tiyatro oynuyor..
Ayağa fırlıyor.. Öte yanımda oturan koruması mıdır nedir ona, herkesin duyacağı sesle bağırıyor..
"Kalk, benimle yer değiş.. Beyfendi rahatsız olmuş!."
..Ve İzmir'e dönünce bir de yalan açıklama yapıyor..
"Ahmet Misbah Demircan.
Atatürk'ten söz etmemden rahatsız olduğunu söyledi bana.." Konuşmalar yanımda oldu. Yalan..
Demircan öyle bir şey söylemedi..
Ama şimdi ben söylüyorum..
Atatürk'ün adını alkış almak için kullanan konuşmacılar ve siyasetçiler beni fena halde rahatsız eder..
Atam, bu milletin Atası ve bu Cumhuriyet'in kurucusu, böyle kişisel tatminlere alet edilemez.
O kutsaldır, çirkin politikacı.. O isim kutsaldır!.
Tamam mı?.