Üzüntülü aileyi anlıyorum.
Böylesi genç yaşta, böylesi talihsiz bir ölüm, biz en uzaktakileri bile yakarken, ateşin düştüğü yerde kim bilir ne yangınlar çıkıyordur?.
Tüm acılarına da saygı duyuyorum, ama beyin ölümü gerçekleştikten sonra yapılan "Organlarını bağışlar mısınız" sorusuna "Kesinlikle hayır" cevabını vermelerini gene de yadırgıyorum.
En az 6 kişiyi hayata döndürecek, yaşatacak, onunla birlikte yaşama devam edecek organlar şimdi çürüyüp toprak olacaklar..
Neden?.
İbrahim Erkal'ın kendisi bu soruya yanıt verebilse "Hayır" der miydi?.
Bu olaydan bir ders çıkardım..
İşi aileye bırakmayalım..
Sağlık Bakanlığı, bürokrasiyi kısaltan bir düzenleme yapsın, bu bilgisayar çağında..
Bağış yapmak isteyenlerin TC Kimlik numaralarının yanına bir not düşülsün, bitsin iş.
Hastanede, başka yerde, kimlik nosu girilince "Bağışlanmıştır" notu anında görülsün ve artık kimseye sormadan ve bu hiç vakit kaybetmeden (Organ nakillerinde zaman çok önemlidir) iş bitirilsin.
Benim organlarım verilsin mesela..
Bu vasiyetim, bu satırlarda kalmamalı..
Kimlik numaramla, internette açılacak ilgili sitede kayda geçmeli..
Kalan vücudum da, tıp fakültelerinin anatomi derslerinde kullanılmalı hatta..
Öldükten sonra bile işe yaramaya devam edeceğimi bilmek beni yaşarken mutlu eder..