18 yaşındaki fıstık, lüks arabaların satıldığı galeriye gelmiş, Porsche, Lamborghini, Ferrarilerin arasında bir müddet dolaşıp gümüş renkli bir araba beğenmiş, "Peşin ödeyeceğim!" demiş, çantasından çıkarttığı dolarları satış müdürünün masasına bırakıp yeni arabasına atlamış ve gitmiş..
Aradan iki gün geçince galeriye tekrar gelmiş..
"Bunu iade edip paramı geri almak istiyorum!.." demiş, "Frenlere basınca kötü bir koku geliyor!." Müşterisini kaçırmamak ve onca parayı geri vermemek için "Birlikte bir tur atalım küçük hanım" demiş satış müdürü, "Lütfen bana da gösterir misiniz..
Olmaması lazım!" Adam ön koltuğa oturur oturmaz kız gaza basmış..
Araba bir anda ok gibi 100 kilometreye fırlamış, Kızın bastığı gaz pedalı döşemeye yapışınca 140 olmuş.. Ana caddeye çıkarken el frenini çekip-bırakıp arabayı 90 derece dondurmuş, 180'e çıkıp 4. vitese geçmiş, aniden 5'e alıp 200'e ulaşmış. Motor anormal sesler çıkarırken 240'a.. Ana yolda hızdan önlerindeki manzara flulaşmaya başlamış..
Arabanın hızından adamın iç organları sırtına, sırtı da oturduğu koltuğa yapışmış..
Araba o hızla, adamın tecrübesine göre alamayacağını bildiği bir viraja girerken yavaşlayacağı yerde hızını arttırmaya başlamış. Bariyerlere o hızla dalarken kızın frenlere basması ile araba kaymış, kaymış ve faciaya birkaç santim kala durmuş..
"Kokuyu hissedebiliyor musunuz?" demiş kız minik burnunu direksiyonun önüne doğru uzatarak..
"Kokuyu hissedebiliyor muyum?" demiş adam sinirle.. "Nasıl hissetmem.. Tam da üzerinde oturuyorum!.."