Hüseyin Özer dostumu, dünya tanır.. Bu sütun okurları da yıllardır, romanlara, filmlere konu yaşam hikayesini bilirler..
Tokat'ta, kuru ekmek karşılığı koyun çobanlığı yapan, koyunları gütsün diye ilkokula bile gönderilmeyen küçük Hüseyin okumak için evden kaçıp Ankara'ya gitmiş, beş kuruşu olmadığı için haftalarca Sıhhiye'deki "Umumi Hela"da yatmış, sonra bir kebapçıda komilik bulup çalışmaya başlamıştı.
Sonrası rüya.. Para biriktirip Londra'ya gidiş.. Orada, ironiye bakın, Shepherd Market, yani Çoban Pazarı'nda gene komilik işi buluş.. Sonra ayni yerde kendi restoranını kuruş..
İngiltere Kraliçesi'nin davetlerine servis yapacak düzeye geliş..
Uğradığı ihanetler, haksızlıklarla nerdeyse iki defa sıfırdan başlamak zorunda kalmasına rağmen yılmadan savaşa devam ediş..
İşte bu Hüseyin Özer'e, ünlü uluslararası dergi Mayfair, nisan sayısında iki sayfa ayırdı ve okurlarına bu efsane adamı anlattı.
"Sofra restoran zincirlerinin kurucusu Hüseyin Özer'in devamlı müşterileri arasında en tepe politikacılar ve en ünlü insanlar var. Oturduğu harika manzaralı teras katının garajında bugün bir Ferrari var" diye giriyor yazı. 1949'da doğduğu köyden, Londra'ya hayat hikâyesini anlatıyor.
"30 yıldan beri, Londra halkına çok makul fiyatlarla, Türk mutfağı sunuyor" diyor..
Hüseyin de anlatmış..
"Bu mahalleye görür görmez âşık oldum.. Hayal ettiğim Londra burasıydı.
Shepherd Market'in tek kusuru kaldırımlarda bekleyen hayat kadınlarıydı. Bunlar mahallenin değerini düşürüyor, esnafın kazancını da azaltıyordu.
Onları uzaklaştırmanın yollarını aradım ve buldum.
Sokağın ve kaldırımların üzerine büyük çiçek sepetleri astım ve onları devamlı suladım. Bu sepetlerden sular yağmur gibi damlamaya, hem hayat kadınlarını, hem de onları almaya gelen müşterilerini ıslatıyordu.
Onlar dayandı, ben direndim.
Kazandığım paranın onda birini çiçekçilere vererek dayandım. Sonunda fahişeler taşınmak zorunda kaldılar." O yıllar Asala'nın sefirlere saldırdığı yıllar..
Hüseyin, Türk sefirinin rahatça gelip gitmesi için camlarını kurşun geçirmez yapmış..
Sefir de sık sık gelir olmuş.. "Ama" diyor dergi, "Hüseyin'in en büyük amacı, buranın Fahri Büyükelçisi olmak.." Hüseyin'in "Türkiye'de Tatil rezervasyonu gösteren herkese bedava iki kişilik akşam yemeği hediye ettiğini" de yazıyor, Mayfair.
Yaşa benim Sevgili Dostum!.