Son iki ayda, iki defa İzmir'e gidip geldim karayolundan.. Bir defa da Ankara'ya.. Yazdım kaç defa.. Yollar o kadar güzelleşmiş ki, artık bu iki kentte yaşayan kardeşlerime uçakla değil, arabayla gideceğim..
Gideceğim de, bu harika yollarda, her şey var, bir şey yok!.
Trafik güvenliği Allah'a bırakılmış.. Yani 2 bin kilometreden fazla yol yaptım, otoyollar ve bölünmüş yollarda.. Bir tek Trafik arabası görmedim. Ne hareketli, ne de durarak kontrol yapan tek araba, tek araç yoktu..
Ortada polis görünmezse, yollar, "Bu yollarda polis yoktur" diyenlerin keyfine kalır..
Ki onların arasında kuralları hiçe sayan binlerce insan var.. Özellikle otoyolları adrenalin yükseltmek için çılgınca kullananlar da.. Televizyonlarda görüyor, gazetelerde okuyorsunuz..
Adam hem de yüklü hafriyat kamyonuyla slalom yapıyor yahu.. Birtakım gençler, ancak ralli sürücülerinin, trafikten arınmış özel alanlarda yarışma amacıyla yaptıkları "Drift"lere, yani arabalarını, çeşitli numaralarla, çarpışan arabalar gibi çok yakın mesafede yan yana kaydırmaya, halka açık yollarda eğlence için girişiyorlar.
Peki bu cesareti nerden alıyorlar?.
Çünkü hepsi biliyor ki, ülkemizde "Yol denetimi" yoktur..
"Ferman padişahın, yollar bizimdir" eşkiya kuralı vardır..
İzmir'den Tuzla'ya beş saatte geldik. Tuzla- Etiler iki saat sürdü. Çünkü Sultanbeyli ve Kartal'da iki zincirleme kaza olmuş Tem'de.. Denetim olmazsa, zincirleme kaza olur tabii.. Yol tıkandı. Emniyet şeridi açıldı. Kural tanımaz yüzlerce araba, bastı gitti oradan.. Biz kuralla uyan "Uygar eşekler" beklerken..
Yahu işte iki kaza.. Trafik ekipleri sevk edilmiştir mutlak.. O ekipler yola da bakmazlar mı?. Hadi "Karayolu/ Oto yol denetimi" bitti.. Yüzlerce, binlerce pervasız varsa, Emniyet şeridinde bu "Devlet yok" anlamına gelir..
Herkes polisin olmadığına inanıyor, canının istediğini yapıyor.
Arkası açık kamyonda onlarca insan taşınıyor. 15 kişilik minibüste 30 kişi gidiyor. Biz bunları ancak kaza olunca, yığınla insan ölünce duyuyor ve sonra hayret ediyoruz.. "Yahu bu araba en az üç ilin sınırlarından geçti. Birinde kontrol yok mu" diye?.
Vallahi de yok.. Billahi de yok..
Evvelden vardı. Evvelden kara yolları üzerinde Bölge Trafik Şefliği Binaları da vardı hatta..
Ankara'dan İstanbul'a gelirken, kaç şefliğin önünden geçerdik.. Yolda kaç ekip arabası, kaç sabit kontrol görürdük. Yani devletin nefesi hep ensemizde olurdu..
Şimdi kaza ola, beş kişi öle ki, devlet ortaya çıksın!.