Ben bu satırları yazarken kuralar henüz çekilmemişti. Rakibi bilmiyorum. Ama 32 takım 16'ya indiği gün açıkladığım inancım devam ediyor..
Kalan rakipler içinde Beşiktaş'ın elemeyeceği rakip yok.. Ama elenmeyeceği rakip de yok..
"Bunu geçmek zor" diyebileceğimiz tek takım yok kalanlar arasında.. Ama "Bunlar buraya nasıl gelmiş" diyebileceğimiz kadar zayıf bir Olympiakos önünde, hele de Abubakar'ın ihanetinden sonra tur nerdeyse gidiyordu.. Maçı 2-2 yapacak bir pozisyonda golü üç defa öyle bir kaçırdı ki adamlar, gol olsa, nereye giderdi, bilinmez..
Beşiktaş gördüğüm en kötü maçlarından birini oynadı.
İki stoper, santrforu olmayan rakibe bile savunmayı kapayamadılar. Adriano en kötü maçlarından birini oynadı. Quaresma'nın böyle döküldüğünü ilk defa görüyorum. Babel goller dışında oyunda var mıydı?. Oğuzhan çıkarılmayı hak etmedi mi?.
Size bir şey diyeyim mi?. Şenol Güneş'i çok eleştirdim, ama perşembe gecesi en başarılı maçını yönetti. Turun geçilmesinde başrol, Şenol Hoca'daydı.
Hele o nerdeyse 2-2 yapacak pozisyondan sonra 2-1'in tehlikesini görüp, 10 kişilik takımını 3'üncü gol için hücumda tutma cesareti harikaydı.
Benim gazetem skora bakıp, bol keseden notları dayamış Beşiktaşlı futbolculara.. Bu onları Stockholm yolunda yanlışa sürükler.. Öbür gazeteler de benzerini yapacaklar, daha bakmadım ama biliyorum.
İşte benim notlarım:
Fabri (6)- Gökhan (6), Mitroviç (4), Tosiç (7), Adriano (3)- Hutchinson (6), Oğuzhan (5)- Quaresma (3), Talisca (5), Babel (5)- Abubakar (1).
Sonradan girenler..
Necip (7), Cenk (7), Gökhan İnler (?).