Arif Kızılyalın Kardeşim "Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç, dopingin kökünü kazımak için ellerini değil, vücutlarını taşın altına koymuş kişilerden biri" diye giriş yapıp, bir tabela resmi koymuş..
"Aslı Çakır Alptekin Atletizm Salonu!."
Soruyor "Peki doping yüzünden Olimpiyat, Avrupa Şampiyonlukları dahil tüm madalyaları alınan Aslı'nın adı nasıl oluyor, ülkenin en çağdaş atletizm salonunun kapısında duruyor?."
O soruyu soracağın kişi, ortak sevgili dostumuz Uğur Erdener, Arif!.
Dünya sporunda en forslu adamlardan biri. Türkiye'de Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı..
"Bu defa kesin alacağız" diye hasta halindeki zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, İsveç'ten Arjantin'e 17 saatlik uçak seyahatiyle götürdü. Onunla uzun süre baş başa kalma fırsat buldu. Çok şey anlatabilir, çok şeyin düzelmesine sebep olabilirdi.
Ama Uğur'dan "Çıt" çıkmadı. Rahatı çok yerindeydi, bozmak istemedi çünkü..
Dopingi lanetleyen, 'Kökünü kurutacağız' diyen spor bakanı, bir başka doping suçlusunu Federasyonu Başkanlığına atarken Uğur'dan gene "Tık" yoktu..
Suçlular siyasiler değil, onlara içte ve dıştaki durumları anlatma, aydınlatma durumundaki yetkili, konunu tüm uzantılarını bilen uzmanlar.. Onlar "Aman koltuğuma bir şey olmasın" diye susunca, bunlar oluyor işte..